Tarih: 02.08.2021 Yazar: Ahmet Bozkurt Yorumlar: 0

Bir sabah yaşama dair her şeyin bambaşka olduğu güne uyanılır. Kadın, erkek, çocuk, yaşlı demeden herkesi aynı acılara sevk eden olağanüstü zamanlar ve olaylar yaşanmaya başlar o gün. İşte kötülüğü niteleyen her sıfata layık bu kesitin adıdır savaş.

Savaş, birçok hayatı vedalara zorlar; kimisini bir daha görmemek üzere kimisini ise bir gün geri dönmek ümidiyle. Yusra ve kardeşi de “Evimiz yok edildiğinde artık hiçbir şeyimiz kalmamıştı, bu yüzden biz de kaçtık.” diyerek anlatıyorlar doğdukları topraklara veda etmek zorunda kalışlarını. Yaşanan onca acıdan sonra geri dönmeyi ümit ettiler mi bilinmez ama sonunda geçen kötü günler onları özel bir hikâyeye ulaştırdı.

Suriye’deki savaştan kaçmak için Lübnan üzerinden Türkiye’ye gelen, İzmir’den Yunanistan’a geçmeye çalışırken motoru bozulan şişme botu saatlerce yüzerek kıyıya ulaştıran Mardini kardeşler; sadece kendilerinin değil, o gün o bota hayatını bağlayan diğer mültecilerin de kaderini değiştirdiler.

Bu zorlu yolculuk nihayet Almanya’da son buldu. Berlin’deki mülteci kampına yerleştirilmelerinin ardından Yusra, kamptaki Mısırlı bir tercüman aracılığıyla iletişime geçtiği Wasserfreunde Spandau 04 kulübü tarafından yüzme takımına seçildi ve kendisini olimpiyatlara hazırlayacak olan antrenörü Sven Spannekrebs ile tanıştı. Tabii ki Yusra alelade bir aday olarak kapısını çalmamıştı kulübün. Yüzme antrenörü olan babasının yönlendirmesiyle 3 yaşında yüzmeye başlamış; 2012’de de Dünya Kısa Kulvar Yüzme Şampiyonası’nda 200 metre bireysel karışık, 200 metre serbest ve 400 metre serbest dallarında yarışmıştı. Suriye Milli Olimpiyat Komitesi’nin olimpiyatlar için yetiştirdiği bir sporcuydu.

Söz konusu kendisinin ve sevdiklerinin hayatı olduğunda insan; tüm kaygılarını, hayallerini, düşüncelerini bir kenara bırakıyor. Yusra da olimpik sporcu olmanın hayalini kuruyordu ama savaşın sürüklediği ayrılıklar ve hayat mücadelesiyle bu hedeflerini belki de unutarak çıktı yola.

Hedefler, hayata tutunamadığınız sürece anlamsızdır. Bunu başardıktan sonra ise umut hep vardır. Zorluklar yaşayarak da olsa hayata tutunan ve gözünü 2020 Tokyo Olimpiyatları’na diken Yusra, çalışmalarına da bu hedefini gerçekleştirmek için başladı.

Gezegenimiz, birçok güzelliğe sahip olsa da bir ütopyada yaşamadığımız gerçeğini defalarca yüzümüze vuruyor. Dünyanın dört bir yanında savaşla yüzleşmek zorunda kalan, baskıya uğrayan ve hayalleri politikanın hırslarına kurban giden genç sporcular var ve Yusra, sıra dışı hikayelerin kahramanlarından yalnızca bir tanesi.

(Alessandro Di Ciommo/NurPhoto via Getty Images)

Gençlerin hayallerinin politikaya kurban edilmesine isyan eden insanlar da var olacak ki Uluslararası Olimpiyat Komitesi, 2016 Rio Olimpiyatları’na Birleşmiş Miletler mavisi altında yarışacak bir mülteci takımı alınacağını duyurdu. Takımda yer alma şartlarını sağlayan 43 sporcudan 10’u seçilecek ve bu sporcular her ne kadar kendi ülkelerinin bayrağıyla orada olmasalar da kendileri gibi zorlu hayatlar yaşayan milyonları temsil etme fırsatı bulacaklardı.   

Yola Tokyo hedefiyle çıkan ancak geldiği nokta “Geçtiğimiz beş ay boyunca gösterdiği gelişim çok iyiydi. Umduğumdan bile daha iyiydi.” diyen antrenörünü de şaşırtarak beklentileri aşan Yusra’nın, hedefine ulaşmak için daha fazla beklemesine gerek kalmadı. 43 kişilik potansiyel olimpiyat takımı listesine adını yazdırmasının ardından 10 kişilik takımda da kendine yer bulup hayallerinin ötesine geçerek Rio’nun yolunu tuttu.

Yusra şimdilik bir olimpiyat şampiyonu değil hatta olimpiyat madalyası da yok. Ama her şeye rağmen gerçekleşen hayallerinin ardından geleceğe umutla bakan bir gence dönüştü. Umudu yiten, hikayesini duymadığımız insanlara ilham oldu. Tüm mültecileri temsil ederken; kendi deyimiyle herkese acıdan, fırtınadan sonra sakin, güzel günlerin gelebileceğini gösterdi.

O zamandan bu zamana ne tüm acılar dindi ne de tüm fırtınalar sona erdi. Bundan sonrası için de dünya insanlığa gül bahçesi vadetmiyor.  Yine de tüm bunların yanında Yusra gibi örneklere şahit olmak, gelebilecek güzel günlere inanmamızı sağlıyor. Adını 2016 Rio ile duyduğumuz Yusra, 2020 Tokyo’da da BM Mülteci Takımı’nın bir parçası olacak. Büyüyen hayalleri ve onu ilk kez tanıyacak çocuklar ve gençler için ilham olma hevesini de taşıyarak…

Kapak Görseli: Alexander Hassenstein/Getty Images for IOC

Bir Cevap Yazın