İngiltere’deki Women’s Super League hızlı bir dönüşümden geçiyor. Ocak 2024 transfer dönemi de bu dönüşümün etkilerinden payını aldı…
Ben futbolun kalbinin İngiltere’de attığını düşünenlerdenim. Orası yoksa futbol da yok. İyiyse futbol iyi, değilse vay halimize. Ayak topu sevdamız Batı Avrupa’daki adanın soğuk ve ıslak havasına bel bağlamış durumda ve ben bundan hiç şikayetçi değilim.
Mourinho ve Conte’nin Chelsea’sini, tekrar tekrar izlemekten hiç sıkılmadığım Bergkamp videolarını, garip bir alışkanlık olarak Roy Hodgson’ın ara sıra göz gezdirdiğim gençlik fotoğraflarını veya son senesini izlediğimiz Liverpool – Klopp birlikteliğini ben de çoğu futbol tutkunu gibi seviyorum – Vintage Hudgson durumu hariç tabii, sanıyorum o bana özel bir delilik. –
Ancak uzun süredir ilgimin odağında adada oynanan kadın futbolu var. Çoğu kişi bilmez ama futbolun kalbi dediğimiz yerde tamı tamına 50 yıl yasaklı olarak anılmış olan kadın futbolundan bahsediyorum. 1921’den 1971’e dek alana dair kırıntıları toplayan insanlar sayesinde ayakta kalmış bir futbol tarafından…
Bu yasağın çokça sebebi olduğu söylendi. Konuşulması lazım, ama bu yazımın konusu bu değil. Birçokları gibi futbolun kalbi payesini atfettiğim yer için 50 yıl geriden gelip şu sıralar fütursuzca erkek futboluyla mukayese edilen kadın futbolunun bugünü hakkında konuşmak istiyorum. Burası yasaklı 50 yıla rağmen kadın futbolunun da kalbi mi sorusuna cevap arayacağım. Dayanak noktam olarak da adadaki Ocak 2024 transfer dönemine değinme niyetindeyim. Bunun da sebepleri var.
Önce birkaç ay öncesine gidelim. İngiltere’de kadın futbolunun en üst seviye organizasyonu Women’s Super League’in 2024/25 sezonu itibariyle federasyon yönetiminden özel bir şirketin himayesine geçeceği açıklanmıştı. Hedefin Premier League benzeri bir yapılanma kurmak olduğu söylendi. Yayın gelirlerinin yükseleceği ve WSL ile Championship kulüplerinin bunları %75-25 oranıyla paylaşacağı belirtildi.
Bu durumda her kulüp için, oluşturulacak yeni organizasyonda yer alıp kendilerine düşen payı elde etme hedefi elzem hale geldi. Şampiyonada zirveye oynayanlar daha çok hırslandı, lige tutunmaya çalışanlar da bu yolda gerekli her şeyi denemeye yöneldi. Bu da para kazanmak için önce para harcamaları gerektiği anlamına geliyordu.
West Ham United, WSL’in son yıllarında para harcamayı ve transferler üzerine kafa yormayı sevmeyen kulüplerinden biri oldu. Ligin en deneyimli hocalarından biri olan Matt Beard’ı kaybettiklerinde yerine gelecek kişiyi “Eski futbolcu mu? Tamam gelsin.” şeklinde seçerek getiren bir yönetimden bahsediyoruz.
İçinde bulunduğumuz sezona da pek hazırlıklı girmeyi tercih etmemişlerdi. Eski futbolcu Paul Konchesky’den boşalan teknik direktörlük koltuğunu Rehanne Skinner’a emanet edip, tamamen eksik bir kadroyla küme düşme hattında dolanacakları bir sezon geçirmeleri işten bile değildi.
Sezonun ilk yarısı bitip şimdilik “NewCo” olarak adlandırılan yeni organizasyonun haberleri medyaya düştüğündeyse lige tutunmaları gerektiğini fark ettiler. Olası ekstra kazancı ufukta görünce aksi mümkün olamazdı.
Kadrodaki deneyim ve teknik meziyet eksiğini Ocak 2024’te Tottenham’dan getirdikleri Shelina Zadorsky, Avustralya milli takımının bıçkın defansif orta sahası Kathirine-Lee Gory ve Amerikalı yıldız isim Kristie Mewis’le doldurmayı akıl ettiler. Bunun için de ceplerini kendi normallerinden biraz fazla açmaları gerekti.
Yapılan transferlerle ağırlaşan maaş yükünün mükâfatını alıp alamayacaklarını sezon sonu öğreneceğiz. Ancak kulüp yönetiminin ilk kez kadın takımı için sezon arasında bu kadar hareketli olmasının, parlak bir gelecek hedeflemelerinden kaynaklandığını sezebiliriz.
Lige tutunmaya çalışan taraftan yıllardır zirveye kümelenen tarafa geçelim. WSL’de Chelsea ve Arsenal uzun süredir şampiyonluk için çekişen iki rakip. Manchester kulüpleri de adeta aralarında yaptıkları sessiz bir anlaşmayla sırayla şampiyonluk yarışına dahil olan iki kulüp gibi davranıyorlar.
Chelsea 2024’e girerken, bundan tam beş yıl önce yine bir ocak ayında kadrosuna kattığı yıldız golcü Sam Kerr’ün sakatlık haberini verdi. Takım WSL’in en yüksek maaş yüklerinden birine sahip. Çünkü Devler Ligi’nde ve İngiltere’de kupalar kazanmak ve prestijini korumak için her türlü imkâna sahip olmaları gerektiğinin bilincindeler uzun yıllardır. Bu yüzden tarihlerinde ikinci kez dünya transfer ücreti rekorunu kırarak sadece bir hafta içinde kadrolarına Levante’nin Kolombiyalı golcüsü Mayra Ramirez’i de kattılar. Bunun için kasalarından 450 bin Euro ve biraz da bonus çıktı. Global futbol ekonomisinde bunun düşük olduğunu düşünebilirsiniz ancak kadın futbolu için bu büyük bir para, inanın. 50 yıl geriden gelindiğini hatırlatmamın zamanı geldi, değil mi? Gerçi içinde bulunduğumuz süre zarfında ve yakın gelecekte yeni transfer rekorlarını sık sık söyleyecekmiş gibi hissediyorum ama şimdilik Ramirez gözdemiz olacak.
Chelsea’nin şampiyonluk yarışındaki rakipleri de boş durmadı. Arsenal önündeki uzun yılların kadrosunu şimdiden kurmuş durumda. Genç oyuncularını çevredeki takımlara kiralayıp pişirirken bugünü de unutmuyor. Ocak ayında gerekli ve değerli iki değerli ekleme yaptılar kadrolarına. Amerikalı defans oyuncusu Emily Fox’u aralarına alıp akılalmaz oyun zekasından şimdiden faydalanmaya başladılar. Yazın Manchester United kalecisi Mary Earps için yaptıkları rekor transfer teklifi kabul görmeyince yeni yıla sekiz kez Şampiyonlar Ligi şampiyonu olmuş Sarah Bauhaddi’yi alarak girdiler.
Manchester City de ocak ayının en hareketli takımlarından biriydi. Birkaç aydır kulübede yedek beklettikleri Ellie Roebuck ve gözde yıldızları Lauren Hemp için yazın gelecek olası Barcelona hamlelerinin dedikoduları havada uçuşurken kısıtlı kadrolarındaki değerli oyunculardan Jill Roord’u ön çapraz bağı sakatlığına kurban verdiler. Hiç planda yokken ocak ayı bitmeden yeni hamlelere ihtiyaç duydular. Dolayısıyla bir deadline-day klasiğine baş koyup üç genç oyuncuyu kadroya kattılar.
Manchester United ise yazın en fazla para harcayan kulüplerden biriydi. Dünya Kupası’nda attığı gollerle altın ayakkabı kazanan Japon orta saha Hinata Miyazawa’yı ve Barcelona’nın Brezilyalı yıldızı Geyse’yi kadrolarına katarak ceplerini epey boşaltmışlardı. Ancak kısa sürede maalesef alışılagelmiş olduğunu söyleyebileceğimiz şekilde bazı önemli oyuncularını da sözleşme yenilemeye ikna edemeyip kaybeden de onlardı. Kırmızı Şeytanlar’ın bu çalkantılı hâli sürüyor. Uzun vadede para harcamaya devam edeceklermiş gibi de görünüyor ancak kulüp geleneği olarak para-başarı dengesini oturtmaktaki meziyetleri yine sorgulanabilir.
Uzun lafın kısası WSL’in ara dönem transfer hamleleri tüm takımlara cep boşalttı. Ligin en ümitsiz takımı Bristol City de para harcadı, yükselen yıldız Tottenham da. Çünkü bulundukları yerin değerini ve gelecekte onları nelerin beklediğini iyi biliyorlar. Doğru yatırım yaparlarsa pastadan hak ettikleri payı alabileceklerinin bilincindeler.
Ocak 2024 itibariyle yılın en hareketli başlangıcını ada futbolundaki kadın tarafının yaptığını söyleyebilirim artık. Para-başarı korelasyonuyla yola çıktığımın farkındayım. Ancak 50 yıl vurgusunu yapmanın gereğinden vazgeçmeyerek, gelecekte global anlamda pastadan en büyük paya kimin sahip olacağının da bilincindeyim. En az adadakiler kadar…
Kapak fotoğrafı: West Ham United Women Twitter hesabı