Tarih: 17.12.2023 Yazar: Emrah Güllüoğlu Yorumlar: 0

Disiplin, mücadele, ilkler ve adalet… Yasemin Adar’ı tanımlayacak kavramlardan sadece birkaçı. Onunki, hedefleri bir bir aşan ve yenilerini hayal ettiren bir sporcu kariyeri.

Yasemin Adar, Türkiye adına güreşte birçok farklı ilki başaran bir sporcu olarak ‘’İlklerin Kadını’’ lakabını fazlasıyla hak ediyor. Ben de Sporun 100’ü serisine dahil olan Yasemin Adar ile ilgili yazıya öncelikle bu başlığı atmayı düşünmüştüm. Fakat Yasemin’in hayatına baktıkça en az başardığı ilkler kadar önemli olan bir diğer kavram da dikkat çekmekteydi: adalet. Bu iki kavram Yasemin’i tanımlamak için yetmeyecek olsa da başlıkta çok hak ettiği ‘’ilk’’ unvanı ile birlikte ‘’adil’’ unvanını da kullanmayı doğru buldum. Yasemin Adar’ı henüz tanımayanlar veya başarılarını bir çırpıda aklına getiremeyecek olanlar için yazının ikinci kısmında minderdeki başarılarını listelemeye çalışacağım, fakat müsadenizle öncelikle neden adil unvanını başlığa taşıdığıma ve bunun sporun içindeki yerine dair biraz söz söylemek isterim.

Yasemin Adar Yiğit, 2018 Budapeşte Dünya Güreş Şampiyonası yarı finalinde ev sahibi rakibi Zsanett Nemeth’in dizinin sakatlanması sonrası rakibine atak yapmayarak maçı tamamlamıştı. Turu geçen Yasemin, bu hareketiyle Dünya Fair Play Konseyi (CIFP) tarafından Dünya Fair Play Özel Diploması ile ödüllendirildi. Adil unvanını sadece yakın çevresi ya da izleyicisi olarak bizler vermiş değiliz. Yasemin uluslararası düzeyde adil bir sporcu. Balıkesir Posta TV’de verdiği bir röportajda, kariyerindeki en ilginç anlarla ilgili bir soruya bunu anımsayarak cevap veriyor. Rakibinin dizinden gelen sesi duyduğunu ve durumu anladıktan sonra da atak yapmayarak süreyi tamamladığını belirtiyor. Spor gibi yüksek eforla icra edilen bir alanda soğukkanlı bir karar sonucunda böylesi bir tavır almak hem ödülü hem unvanı, en çok da saygıyı fazlasıyla hak eden bir davranış olsa gerek.  

Lise yıllarında beden eğitimi öğretmenini rol model alarak, beden eğitimi öğretmeni olmak isteyen Yasemin’in güreşle tanışması da aslında tesadüf eseri gerçekleşmiş. Balıkesir Üniversitesi BESYO için hazırlandığı sırada güreşe başladığında 19 yaşındaymış Yasemin. Bir spor branşına başlamak için biraz geç sayılabilecek bir yaş olmasına rağmen hem sporcu geçmişi hem spora olan yatkınlığı hem de üst düzey disiplini Yasemin’in güreşin elitleri arasında yer almasını sağlamış.

Yasemin Adar güreş öncesinde hentbol, 100 metre, üç adım atlama, gülle ve cirit gibi branşlarda spor yapmıştır. Güreşte kendine idol olarak Asrın Güreşçisi Hamza Yerlikaya’yı alan Yasemin, kendisinden sonra gelen genç kadın sporcular için artık bir rol model olmuştur. Yasemin’in başarılarının hatırı sayılır etkileriyle güreş sporuna dahil olan kadın sayısı günbegün artmaktadır. Yasemin bu durumun kendisini ne kadar memnun ettiği farklı mecralarda verdiği röportajlarda tekrarlamıştır. Minderde mücadeleci olduğu kadar minder dışarısında da genç meslektaşlarına yardımcı olan bir kaptan modeli çizmektedir Yasemin. Meslektaşları ve iş arkadaşlarına yöneltilen sorularda da benzer cevaplarla karşılaşmaktayız, zira Yasemin’in antreman konsantrasyonunun ne kadar yüksek olduğunu anlatırken, çalışmaları sırasında bunu bozabilecek bütün iletişimlerden ne kadar uzak duruyorsa, antreman dışında da özellikle genç sporculara bir o kadar yardımcı olduğunu belirtiyorlar. 

Türkiye’de güreşin tarihi çok eski olsa konu kadınlar olunca tarih o kadar da eskilere gidemiyor maalesef. 1998’den bugüne olan kadınlar güreş tarihinin birçok yerinde Yasemin Adar Yiğit ismiyle karşılaşıyoruz. 2011 yılında başladığı güreş kariyerinin henüz altıncı ayında Türkiye Şampiyonası’nda ikinci olmayı başaran Yasemin, bir yıl sonra ise ilk Türkiye şampiyonluğunu elde ediyor. 2013 yılında ise Mersin’deki Akdeniz Oyunları zaferiyle ilk uluslararası altınını elde ediyor. 2016 yılında Riga’da düzenlenen Avrupa Güreş Şampiyonası’nda o meşhur ilklerinden ilkini gerçekleştiriyor ve Türkiye’nin ilk kadın Avrupa Şampiyonu oluyor. Aynı yıl Rio’da ise ilk kez olimpiyatlara katılma başarısı gösteriyor fakat ikinci turda oyunlara veda ediyor. 2017 yılında Avrupa Şampiyonu unvanını korumayı başarıyor. 2017’de ise ilklerin sırası bu sefer Dünya Şampiyonası’nda. Fransa’da altın madalyayı kazanan Yasemin Adar Türkiye’nin ilk kadın dünya şampiyonu oluyor.

2018’de Dağıstan’da üçüncü kez Avrupa Şampiyonu olduktan sonra, yine aynı yıl Budapeşte’de sonrasında fair play ödülüyle taçlandıracağı turnuvayı gümüş madalya ile tamamlıyor. 2019’da Bükreş’te üst üste dördüncü kez Avrupa Şampiyonası’ndan altın ile dönmeyi başaran Yasemin’in altın serisi 2020 Roma’da kazandığı gümüş madalya ile son buluyor. Ama 2021, Yasemin Adar için unutulmaz yıllardan biri oluyor. Pandemi dolayısıyla bir yıl ertelenen 2020 Tokyo Oyunları’nda, Türkiye adına olimpiyatlarda güreş branşında madalya olan ilk kadın oluyor. İkinci olimpiyatında bronz almayı başaran sporcu, 2022 Budapeşte’de ise ara verdiği Avrupa Şampiyonu unvanına geri kavuşuyor. Yine aynı yıl Belgrad’da ikinci kez Dünya Şampiyonu olan Adar, 2023 Zagreb’de altıncı kez Avrupa Şampiyonu olma başarısı gösteriyor. Bu göz kamaştırıcı kariyerin bir sonraki basamağının ne olacağını görmek için ise 2024’ün yaz aylarını beklememiz gerekmekte. 

Mücadelesi için kendisine sürekli hedefler koyduğunu söyleyen Yasemin, ilk olarak Avrupa şampiyonu olma hedefiyle yola çıktığından bahsediyor. Bunu başardıktan sonra dünya şampiyonluğunu hedeflediğini, sonraları olimpiyata gitmeyi kendine hedef kurduğundan söz ediyor. 2021’de olimpiyatta madalya alma hedefini başaran Yasemin, 2024 öncesinde hedefinin sporun zirvesinde altın madalya kazanmak olduğunu belirtiyor. Başarılamamış bir hedefe daha ulaşıldığını görmek için ise gözümüz kariyerinde önemli bir yere sahip olan Paris şehrinde olacak. 

Bir Cevap Yazın