Tarih: 04.05.2022 Yazar: Anıl Kantemir Yorumlar: 0

O bilindik sözün anlattığı gibi, “Tüm muhteşem hikayeler iki şekilde başlar. Ya bir insan yolculuğa çıkar ya da şehre bir yabancı gelir.” İşte o yabancı o şehre 11 yaşında geldi ve çok geçmeden Ekvador’un neredeyse yarım yüzyıldır süren yürüyüş hikayesini başlattı. Ve ardından gelenler bu kültürü en güçlü şekilde yaşatmaya devam ediyor.

“Coğrafya kaderdir.”  söylemi çoğunlukla olumsuz anlamda kullanılır. Ekvador da bu söylemin etkilerini 20. yüzyılda derinden yaşayan ülkelerden biri oldu. Doğu ve güneyinde Peru ile komşu olan Ekvador, 1941 yılında bu ülkeyle yaşadığı bir dizi sınır anlaşmazlığı nedeniyle ortaya çıkan savaşı kaybetti. Sınır bölgesi, yoğun petrol rezervlerinin bulunduğu Amazon havzasına yakınlığıyla dikkat çekiyordu. Kaybedilen savaşın getirdiği ekonomik ve siyasi olumsuzluklar dönemin kutuplaştırdığı dünya düzeninde soğuk savaş iklimiyle birleşerek Ekvador’u giderek geriye götürdü. Üstüne üstlük 60’lı ve 70’li yıllarda Güney Amerika’da sıklıkla gördüğümüz askeri dikta yönetimlerinin Ekvador’da da ülke idaresini 70’li yıllar boyunca ele geçirmesi, spor başta olmak üzere pek çok kültürel aktivitenin de baskılanmasına neden oldu.

1979 yılıyla birlikte ülkenin dikta rejiminden kurtuluşu, neredeyse yarım yüzyıldır sürmekte olan bir spor geleneğinin emeklemeye başladığı döneme denk geldi. Ekvador için artık yavaş yavaş “Coğrafya kaderdir.” söylemi olumsuz anlam ifade etmekten çıkmış, bu doğal güzelliklerle dolu ülkede insanlar normalleşmenin etkisiyle daha fazla sosyalleşerek farklı uğraşlar bulmaya başlamıştı. 11 yaşında Cuenca’ya gelen Luis Chocho da 20’li yaşlarının başında ülkesine miras bırakabileceği yeni bir uğraş edinmişti.

Ülkenin volkanik ve yüksek rakıma sahip iç bölgesinde yer alan Azuay eyaletine bağlı Cuenca şehrinde yaşayanlara o yıllarda atletizmle ilgili sorular sorsanız çok da tatminkar cevaplar alamayabilirdiniz. Ancak o Cuenca, 70’li yılların sonunda başlayan ve artık yarım yüzyıla dayanan atletizm geçmişiyle, Ekvador’un yürüyüş ekolünün başkenti konumunda. Hiç kuşku yok ki yürüyüşe merakı küçük bir çocukken denk geldiği bir radyo yayınıyla başlayan ve ilk öğrencilerini 20’li yaşlarında Cuenca’da yetiştiren Luis Chocho, bu hareketin baş mimarı.

Luis Chocho 90’lı yıllardan bir fotoğraf
Kaynak: view.genial.ly

Bir ekol doğuyor

Luis Chocho, 70’li yılların sonunda Cuenca’da yürüyüş antrenmanları için uygun bir yer arıyordu. Özellikle Ekvador’un iç kesimleri pek çok yükseltiye sahip olduğundan yürüyüşe elverişli uzun düzlükler bulmak zordu. Bu nedenle şehir merkezinde yer alan Parque de la Madre nispeten uygun bir çözüm gibi görünüyordu. Şimdilerde bir atletizm pistine sahip olan ve artık hem sporcuların hem de halkın keyifli zaman geçirebildiği bu park; o yıllarda sık ağaçlarla çevrili ve aydınlatması olmadığından sadece gün ışığında çalışmaya elverişli yapısıyla en ideal parkur olmasa da alternatifler arasında en iyisiydi. Chocho, 70’lerin sonunda ulusal başarılar kazandırdığı ilk öğrencileri Luis ve Marcelo Mora ile burada çalıştı.

Luis Chocho, zamanının büyük bölümünü bu spora daha fazla genci nasıl kazandırabileceğine harcıyordu. Adeta Parque de la Madre onun ikinci eviydi. Adından sıkça bahsedilen koçlardan biri haline gelmesi çok da zaman almadı. 1985 yılından itibaren; Miriam Ramon, Luisa Nivicela ve Bertha Vera gibi Ekvador yürüyüşünü ilk kez uluslararası arenada tanıtacak isimlere çocuk yaşlarından itibaren antrenörlük yaptı.

Öğrencilerinden Miriam Ramon, Ekvador adına ilk uluslararası altın madalyayı 1988 yılında Cuenca’da düzenlenen Güney Amerika Gençler Şampiyonası’nda 3 kilometre yarışında getirmişti. Bu yarışta Luisa Nivicela da gümüş madalyanın sahibi olmuştu. 1988 sonrasında düzenlenen Güney Amerika Gençler Şampiyonaları’nda Ekvadorlu sporcular yürüyüşte madalyaları birer ikişer boyunlarına takmaya başlamıştı.

Ekvadorlu sporcuların başarıları Güney Amerika Büyükler Şampiyonaları’nda da sürdü. Bertha Vera ve Miriam Ramon gibi isimler büyüklerde de madalyalar alırken, 1988’de henüz 14 yaşındayken Luis Chocho ile çalışmaya başlayan ve artık birçoklarına göre Ekvador spor tarihinin en büyük sporcusu olan Jefferson Perez, katıldığı yarışmalarda üst üste kazandığı madalyalarla dikkat çekiyordu. 80’lerin sonu ve 90’ların ilk yarısında Güney Amerika’da yer aldığı neredeyse tüm şampiyonalarda altın madalya kazanan Perez’in, Luis Chocho’nun tedrisatından çıkan en nadide parça olduğu kesindi.

Jefferson Perez ile Parque de la Madre’de yoğun antrenmanlar yapan Luis Chocho, Mora kardeşler sonrası yetiştirdiği yeni jenerasyonu 1992 Barcelona Olimpiyatları’na götürmeyi başardı. Chocho’nun öğrencileri Perez ve Ramon’dan henüz çok genç oldukları ve büyüklerde yeterli tecrübeye sahip olmadıkları için madalya beklenmiyordu. Barcelona’daki oyunlarda yarışan 19 yaşındaki bu iki genç isimden Jefferson Perez, 20 kilometre yarışını tamamlayamadı. Ramon ise 10 kilometrede 36. oldu. Yeni hedef, burada edindikleri tecrübeleri sonraki Dünya Şampiyonaları ve Olimpiyatlara taşıyarak madalyaya dönüştürmekti.

Luis Chocho (solda) ve Jefferson Perez (ortada) 1992 yılı
Kaynak:www.eluniverso.com

Ekvador’un Luis Chocho yönetimindeki Mora kardeşler sonrası ikinci kuşak jenerasyonu, uluslararası alanda Güney Amerika’daki şampiyonalarda göz alıcı performanslar sergilemişti. Sırada ülkenin makus talihini değiştirme fırsatı sunan 1996 Atlanta Olimpiyat Oyunları vardı. İşte orada, Jefferson Perez 20 kilometre yürüyüş yarışında start aldığında bir ülkenin kaderi de değişmeye başlamıştı.

Sınırların ötesinde

Jefferson Perez, Ilya Markov ve Bernardo Segura… 1996 Atlanta Olimpiyatları 20 kilometre yürüyüş finalinde yarışı forse eden bu üçlü birbirinden kopmamak için stat girişine kadar büyük bir çaba göstermişti. Sonunda 85000 kişilik Olimpiyat Stadı’ndaki meraklı gözler, stadyum girişinde ilk olarak Jefferson Perez’i gördü. Bitiş çizgisini ilk sırada geçen Ekvadorlu yürüyüşçü sadece Olimpiyat şampiyonu olmadı, aynı zamanda ülkesine tarihindeki ilk Olimpiyat madalyasını kazandırdı. Chocho’nun yaklaşık 20 yıldır ektiği tohumlar artık dünyanın en büyük spor organizasyonunda çiçek açmıştı.

1996 Atlanta Olimpiyatları 20 kilomemtre erkekler finali son metreler ve madalya töreni
Kaynak: Youtube.com

Jefferson Perez yıllar sonra ülkesinin madalya hasretini gidermesine ilişkin olarak şu sözleri söylemişti:

“Atlanta’da sadece madalya kazanmadık. Zihnimize güçlü şekilde kazınan kompleksleri ve aşağılık hissini ortadan kaldırdık.”

22 yaşında Olimpiyat şampiyonu olan yıldız atlet; 20 kilometrede 2000 ve 2004 Olimpiyatları’nda dördüncü olarak kürsüde yer alma şansını kıl payı kaçırırken, 2008 Pekin Olimpiyat Oyunları’nda gümüş madalyanın sahibi olmayı başardı. 2003, 2005 ve 2007 Dünya Atletizm Şampiyonaları’nda üst üste üç kez altın madalya kazanan Perez, 10 yılı aşkın süre erkekler yürüyüşünü domine etti.

2008 Pekin Olimpiyatları’nda kazandığı gümüş madalyadan yaklaşık bir ay sonra emekliliğini açıklayan Jefferson Perez, ortaya koyduğu başarılarla bugün dahi pek çok gencin bu spora başlamasına sebep oluyor. Son dönemin yıldız isimlerinden David Hurtado, yürüyüşe başlamasına Perez’in 2008 Pekin’deki etkileyici performansının neden olduğunu açıklamıştı. Bugün başta Perez olmak üzere Luis Chocho’nun yetiştirdiği sporcuların uluslararası başarıları, Parque de la Madre’de yüzlerce gencin ülkelerini uluslararası sahnede temsil etme hayali kurmasına neden oluyor. Chocho’nun yetiştirdiği öğrencilerin neredeyse tamamı Cuenca’lı ancak son yıllarda tüm ülkeye yayılan yürüyüş ateşi ülkenin en büyük kenti Guayaquil’den de uluslararası arenada boy gösterecek atletlerin çıkmasına neden oldu.

Luis Chocho önceleri verdiği demeçte yaklaşık 50 yıla dayanan yürüyüş hikayesine ilişkin olarak, “İşler olumlu yönde gelişti. Parque de la Madre’deki pistimiz çok iyi. Atletizmden, yürüyüşten hoşlanan daha çok gencimiz var. Geleceğimiz parlak.” demişti.

Chocho haksız sayılmaz. Özellikle Amerika kıtasında Ekvador’un yürüyüşte büyük bir gelenek yarattığı kesin. 1990 yılından bu yana 23 kez düzenlenen Güney Amerika Yürüyüş Şampiyonası’na Ekvador sekiz kez ev sahipliği yaparaken, yürüyüşün doğduğu Cuenca dört ev sahipliğiyle listenin en tepesinde. Şampiyonayı ilk düzenleyen ülke de Ekvador olmuştu. Şu ana kadar 19 kez yapılan erkekler 20 kilomere yarışından 13’ünü Ekvadorlu sporcular kazanmış. Kadınlar 10 kilometredeki toplam yedi yarışın beşinde de yine Ekvadorlu sporcuların üstünlüğü var.

Amerika kıtasının prestijli organizasyonu Pan Amerikan Oyunları’nda da tablo Ekvador için parlak. 1995 yılından itibaren kadınlar ya da erkeklerde Ekvador’un yürüyüşte madalya alamadığı tek oyunlar 2011 yılında Guadalajara’da düzenlenmişti. 1995-2019 arası düzenlenen altı organizasyondan en az bir madalya çıkarmak ülkede sistemli bir yapının kurulmuş olduğunu gösteriyor. Luis Chocho’nun 20.yüzyılın ikinci yarısında yaktığı ateş, 90’lı yıllarla birlikte Jefferson Perez başta olmak üzere dönemin iddialı atletleriyle doruğa çıkmıştı. Artık Ekvador bu spora meraklı yüzlerce genciyle tam bir yürüyüş ülkesi olmayı başardı. Chocho’nun geçtiğimiz yılki ani ölümü bir anlamda Ekvador için sahip çıkılması gereken bir miras anlamına geliyor.

Miras

Ekvador yürüyüş tarihi önemli kilometre taşlarından oluşuyor. Chocho’nun Cuenca’daki ilk çalışmaları, Perez’in ilk Olimpiyat madalyası, yetişmiş farklı sporcuların uluslararası başarıları ve Chocho’nun ölümü. Unutulmaz antrenörün vefatı sonrası ekibinin önemli isimleri Juan Chocho ve Juan Pablo Molina’ya da bu mirası yaşatmak için önemli görevler düşüyor.

Luis Chocho yaşasa en büyük isteği, şüphe yok ki yüzlerce sporcunun tıpkı kendi dönemindeki gibi Parque de la Madre’yi doldurması ve bu ekolü sürdürmesidir. Yarım yüzyıl Luis Chocho ve Jefferson Perez gibi isimlerin yarattığı etki yürüyüşün Ekvador’da bir kültür haline gelmesini sağladı. İkilinin yaktığı kıvılcım artık bir alev topuna dönüşmüş durumda ve sönmesi için hiçbir gerekçe yok.

Jefferson Perez’in Parque de la Madre’deki heykeli
Kaynak: commons.wikimedia.org

Günümüzde yürüyüş kültürünün doğduğu Parque de la Madre Jefferson Perez’in heykeliyle bu spora başlayan gençlere ilham veriyor, ülkede “Ekvador Spor Günü” olarak kutlanan 26 Temmuz tarihi, Perez’in Ekvador’un Olimpiyat tarihinde ilk madalyasını aldığı gün. Bugün güçlü şekilde karşımızda duran Perez ve Chocho’nun başını çekerek inşa ettiği güçlü yürüyüş kültürü, gelecekte de Ekvador’un kolay kolay kaybetmeyeceği en büyük hazinesi olacak gibi görünüyor.

Bir Cevap Yazın