Tarih: 23.07.2020 Yazar: Emrah Güllüoğlu Yorumlar: 2

1988 Suzuka’da birinci sıradaki Senna, yarışın başında aracının tökezlemesiyle 16.lığa düşer. Ardından hızla üst sıralara tırmanır. Yağmur başlar, yağmurda eşsiz sürüş kabiliyeti ile birinci sıraya kadar çıkar ve ilk şampiyonluğuna erişir. Fakat unutulmamalıdır ki Senna yağmurdan önce de eşsiz bir pilottur.

Bölüm 1 : Kelimeler 

Bengi dönüş, Friedrich Nietzsche’nin zamanın döngüsel bir formda olduğunu ve bu döngüselliğin sonsuza dek yinelenmiş olacağını açıkladığı düşüncedir. Bir Formula 1 aracının garajdan çıkıp pistte attığı turlardan sonra geri garaja dönmesi zaman döngüselliği içerisinde bir zincirdir. Bu zincirlerin birbiri ardına sıralanması ise bir çemberi, sezonları oluşturmaktadır. Yarışın başlangıç ve bitiş noktaları, start-finish düzlüğü olarak görülse de, bir yarış sezonunun döngüselliği içerisindeki zinciri, garajda başlayıp garajda bitmektedir. Bu zincirler ve çember her daim birbirini yinelese de, biri diğerinden farklılaşmayı sürdürür. Çünkü çember zaman olgusu ile düşündüğünde asla yuvarlak değildir.

İlk kez şampiyon olabilecek bir araca sahip olarak yarışan Senna bunu ilk sezonunda başarması için önünde sadece Japonya Grand Prix’i kalmıştı. Senna’nın McLaren’ı nedendir bilinmez yarışın hemen başında tökezler ve takım arkadaşı ve şampiyona ikincisi Prost ta dahil olmak üzere 15 araç tarafından geride bırakılır ve 16. sıraya düşer. Sonrasında kimilerine göre F1’in en iyi sürüş performanslarından biri gerçekleşir ve Senna dördüncülüğe yükselir. Fakat bu sonuç yetmez. Yağmurun başlamasının ardından Senna eşsiz sürüş yetenekleriyle tırmanışını sürdürür ve hem Suzuka’yı hem de 1988 Dünya Şampiyonluğu’nu kazanır.

Bölüm 2 : Yüzler

Autódromo José Carlos Pace yarış pisti, bilinen ismiyle İnterlagos, Ayrton Senna’nın ve tüm Brezilyalı yarış sürücülerinin kariyerine başlangıç noktasıdır. Dönemin Brezilya halkı büyük bir yoksullukla mücadele içerisindeyken, Senna’nın ailesi bu durumun aksine varlıklı bir ailedir. Otomobil yarışları yapısı gereği diğer sporlarda gördüğümüz yokluk içerisinde yükselen sporcu hikayelerini pek barındırmaz. Araçlara erişimin bir maddi boyutu olması dolayısıyla yokluk içinde yapılabilme olanağını çok aza indirmektedir. Çok küçük yaşta go-kart pistlerinde başlayan mücadelelerde bir çok sporda olduğu gibi piramitin tepesine yaklaştıkça rekabet artmakta, ayakta kalan sporcu sayısı azalmakta ve zirveye çok az insan çıkabilmekteydi. Senna da zirveye ulaşan en özel karakterlerden biriydi. İnterlagos, ismini 1973’te Formula 1’de yarışmaya başlayan Brezilyalı pilot José Carlos Pace’ten almıştır. José’nin 1977’te geçirdiği bir uçak kazası sonucu hayatını kaybetmesinden bir yıl sonra da Senna tutkusunun peşinde Güney Amerika’dan ayrılır ve Avrupa kıtasına yolculuğu başlar.

Alain Prost & Ayrton Senna 1988 Macaristan Grand Prix
Kaynak : https://www.f1-photo.com/

Formula 1 tarihi birçok efsane rekabete sahne olmuştur. Michael Schumacher – Mika Hakkinen ve James Hunt – Niki Lauda, birçokları tarafından hatırlanan rekabetlere örnek gösterilebilir. Ama söylenir ki insanla aracın arasındaki uyum üzerine olan bu sporda iki insan arasındaki rekabete bakmak ancak ikisi de aynı aracın sürücü koltuğuna oturduğunda mümkün olabilir. 1988’de Senna’nın McLaren’a katılmasıyla iki sezon sürecek takım içi rekabet başlamış olur. Bu takım gelmiş geçmiş en iyi F1 takımlarından biri olarak nitelendirilmektedir. İkilinin münasebeti 1988 yılı ile sınırlı kalmaz, tanıklarına bir unutulmaz sezon daha yaşatırlar. 1989 Suzuka’da Senna yarışı bitiremezse Prost şampiyon olacaktır. Senna’nın birinci Prost’un ikinci sırada başladığı yarışın başında Prost öne geçer. Senna virajda Prost’u geçerken çarpışırlar, Prost yarış dışı kalır. Senna ise yarışa pistin yarış dışında kalan bir alanından dönüş yapar ve yarışı kazanır. Profesör lakaplı Prost, Yarış Gözcüleri Ofisi’ne başvurur ve Senna’nın ihlal yaptığı tespit edilir ve yarış dışı bırakılır. Sonuç Prost dünya şampiyonu olur. 1990 yılında Profesör Ferrari’ye geçer. Ama ikilinin rekabeti bitmez. Prost’u sürekli politika yapmakla suçlayan Senna sezonun son yarışında yine Suzuka’da yarış başlamadan bir şok yaşamıştır. Sıralama turlarından birinci cepte başlama hakkı kazanan Brezilyalı, ceplerin yerinin değiştirilmesi ile karşı karşıyadır. Birinci cebin, pistin kirli tarafından temiz tarafına kaydırılmasına pilotlar toplantısında itiraz eden Senna, yarışın başında ısınmamış lastiklerin kirli tarafta daha iyi bir tutuş sağlayacağını ve pistte sürüşü ile elde ettiği avantajın politika ile kaybediliyor oluşuna çok sinirlenir. İtirazlar sonuç vermez ve yarış başlar. Prost bir sene önceki gibi yine başlangıçta birinciliğe yükselir fakat ilk virajda geriden gelen Senna ile çarpışır ve ikisi de yarış dışı kalır. 1990 sezonu da bir önceki sezon gibi kaza ile sonuçlanır ve kazalar adeta kazananı belirler. Ancak bu defa sonuç farklıdır, kupa Senna’nın ellerindedir.

Bölüm 3 : Fotoğraflar

Ayrton Senna 1991 Brezilya Grand Prix

Ayrton Formula 1 kariyerine başladığı 1984’ten 1991 yılına gelene kadar evinde, İnterlagos’ta, henüz yarış kazanamamıştı. Yoklukla mücadele eden halkı için büyük anlam ifade eden bu Brezilyalı genç için kariyerinin başladığı yerde yarış kazanmak çok önemliydi. Formula 1 yarışları her zaman sürprizlerle doludur, Senna da kariyeri boyunca bu sürprizlerden çokça nasibini almıştır. 1991 Brezilya Grand Prix’sinde Senna’nın otomobili arızalanır ve altıncı viteste takılı kalır. Yalnızca altıncı viteste aracını uzun bir süre pistte tutmayı başarır ve bitiş çizgisini görür. Kariyerinin ilk İnterlagos birinciliğine erişmiştir. Yaşadığı ağır fiziksel baskının etkisiyle Senna durdurduğu araçtan inemez, kısa süreli bir baygınlık geçirir. Araçtan indiğinde ise kollarını kaldıramaz durumdadır. İlk kez kaldıracağı İnterlagos Kupası için sahneye çıktığında kollarında hala büyük bir acı hisseder. Ama çok istediği bu kupayı yurttaşlarının önünde kaldırabilmek için son gücünü kullanır ve artık kupa acı dolu yüz ifadesinin arkasındaki haklı gururla Senna’nın ellerinde Brezilya için yükselmiştir.

1994 yapımı Yağmurdan Önce filminin ‘’Fotoğraflar’’ kısmı Makedonyalı fotoğrafçı Aleksander’a odaklanmaktadır. Londra’dan Makedonya’ya döndüğünde köyde evin yaşlısının yatağında vefat ettiği sahnede Alexander kapı eşiğinde durur ve elinde makinası olmamasına rağmen deklanşöre basar. Bu sahnede tutku temsil edilmektedir, ölüm karşısında bile bir içgüdüye dönüşen tutkuyu. Senna da benzer bir tepkiyi Ratzenberg’in ölümü karşısında verir. 1994 yılının o acı hafta sonu sıralama turlarında genç Brezilyalı Rubens Barrichello feci bir kaza geçirir. Neyse ki sadece yaralarla kazayı atlatır. Yine sıralama turlarında bu sefer Roland Ratzenberger o hafta sonu ikinci büyük kazayı gerçekleştirir. Ratzenberger, Barrichello kadar şanslı değildir. Hastaneye kaldırılır fakat aldığı darbeler sonucu hayatını kaybeder. Bu kaza o hafta sonunun ne son kazası ne de son can kaybı olacaktır. Herkes şok içindedir. Bu sporun içerisinde her daim böyle bir ihtimal konuşulmuştur ama Senna bu ihtimale ilk kez tanık olur. O gün yarışmayı bırakmayı düşünür, fakat yarışmaktan başka bir ihtimalim yok der ve koltuğa oturur.

Bölüm 4 (1) : Kelimeler

Bir sene önce İnterlagos’u ikinci kez kazanan Senna, 1994 yılında kariyerinde üçüncü kez vatanında kupa kaldırmak istemektedir. Yeni takımı Williams, takvimin ilk yarışı olan Brezilya’da, pek iyi geçmeyen sezon öncesi hazırlıklarının aksine işleri düzeltmek istemektedir. Bir sene önce sürüş yardım sistemi ile Prost önderliğinde sezonu domine etmişlerdi. Fakat FIA’nın sürüş yardım sistemini yasaklamasıyla Williams’ın arabayı baştan dizayn edecek kadar zamanı olmamıştı. Kelimenin tam manasıyla bozuk araçlarla sezona başlamışlardı. Senna, sezonun ilk yarışında birinci sırada yarışa başlar, ama yarış dışı kalarak yarış sonunu göremez. Senna ve Williams’ın kısa birlikteliği her yarışta aynı şekilde sonuçlanacaktır. Üç yarış sürecek ve talihsiz bir sonla bitecek olan bu birlikteliğin ilk adımı Senna’nın vatanında başlamıştı.

Böyle Buyurdu Zerdüşt kitabının ana sorunsalıdır, bengi dönüş. Friedrich Nietzsche’nin, hayat döngüsü içerisinde her şeyin tekrar eden bir düzende var olduğu söylemi, senarist ve yönetmen Milcho Manchevski’nin Yağmurdan Önce filminin de temel kurgusunu oluşturmaktadır. Bir döngü halinde bölümlere ayrılan film başladığı noktada son bulur, aynı bir yarış otomobilinin garajdan çıkıp yarışı tamamlayıp başladığı yere dönmesi gibi. Senna tutkuyla sürdüğü otomobilin koltuğuna oturduğu Brezilya günlerinden, tutkusunun peşinden 1978 yılında Avrupa’ya gelir. 1994 sezonunda Brezilya’da başlayan sezon Senna için Avrupa takviminin ilk yarışı olan İmola’daki kara hafta sonuyla son bulur. Ayrton o gün yarışa birinci sırada başlamıştır. Yarışın henüz başında kaza gerçekleşir ve güvenlik aracı piste girer. Güvenlik aracının pistten ayrılmasından bir süre sonra yarışın henüz altıncı turunda sebebi hala bilinmeyen bir sorun sonucu Senna tehlikeli bile sayılmayacak bir virajda aracın kontrolünü kaybeder ve bariyerlere çarpar. Senna o haftasonu hayatını kaybeden iki pilottan biri olarak tüm sevenlerinden ayrılırken, yaptığı şeye tutkuyla bağlı, kameralara her daim güzel gülen bu Brezilyalı adamın ardından çokça güzel kelime dile getirildi. Asif Kapadia’nın da 2010 yapımı Senna belgeselinde binlerce dakikalık görüntü içerisinden onun için sarf edilen son söz olarak seçtiği noktada bitirmek en doğrusu olacaktır. Bir yurttaşının Senna’yı tanımladığı bu kelimeler, Senna’yı anlatan en saf kelimeler olsa gerek;

‘’Brezilya halkı; gıda, eğitim ve sağlık istiyor. Ama biraz da neşe. Ve şimdi neşe gitti.’’

Senna, Suzuka Grand Prix

2 People reacted on this

  1. O zamanlar ne şimdiki teknolojik kontrol sistemleri ne de telemetre var. Saf motor gücü ve pilotun iç güdüsel yetenekleri. Teknoloji bu sporu baltalıyor üstadım.

    1. Hocam süphesiz ki haklılık payın mevcut. Fakat teknoloji o vakit olaydı da Senna ve niceleri halen bizle olmaz mıydı demeden edemiyor insan.

Bir Cevap Yazın