Tarih: 04.03.2022 Yazar: Eren Büyükyavuz Yorumlar: 0

İtalya’nın bereketli topraklarının orta yerinde, şarap bağlarının, yüzlerce yıllık çiftliklerin, yeşil tepelerin ve tozlu yolların içinde bir Toskana gezintisine ne dersiniz? Bisikletin “Modern Klasiği” Strade Bianche’nin bu kadar sevilmesinin çok nedeni var.

Mart ayı ile birlikte yol bisikletinde “Bahar Klasikleri” sezonu açıldı. Bu tek günlük yarışlara “Klasik” denmesinin bir sebebi, yarışların birçoğunun yüz yılı aşkın maziye sahip olmasından kaynaklanıyor. Bizim yazımıza konu olan Strade Bianche içinse böyle bir durum söz konusu değil. 2007’den bu yana düzenlenen ve bu yıl sadece on altıncısı geçilecek yarışa neredeyse bir “Monument” gözüyle bakılmasıysa yarışın güzelliğinden geliyor.

Strade Bianche tabii ki bir “Monument” değil. Daha önce dediğim gibi, henüz çok genç bir yarış. Ve yarışın uzunluğu da 200 kilometrenin altında. Ancak yarış parkuru bu haliyle de yeterince zorlayıcı ve ayırt edici. Üstelik uzun parkurlar çoğu zaman zaman sıkıcı da olabiliyor. Strade Bianche’ye adını veren beyaz toprak yollar ve bağların aralarından kıvrılarak inip çıkılan yokuşlar ise sıkıcı olmaktan çok uzak. Bu yollardan geçen bisikletçilerin arkalarında bıraktıkları toz bulutu ile yeşil tepeler ve bağlar ise geriye ilham verici fotoğraflar bırakıyor.

Yarışın yaklaşık olarak üçte birini oluşturan tozlu yollar Strade Bianche denildiğinde akla gelen ilk imgeler olsa da yarışın başlangıç ve bitiş şehri olan Siena bu güzelliği tamamlıyor. Bisikletçiler yarışın bitiş noktası olan Piazza Del Campo’ya varmak için son kilometreye girdiklerindeyse bisiklet yarışlarının en uzun son kilometrelerinden birisiyle karşılaşıyorlar. Şehir meydanına doğru çıkılan yokuşun en zorlu kısımlarında eğim %16’ları buluyor. Bu durumda, çizgiyi en önde geçmek isteyen bisikletçinin tozlu sektörlerde yaptığı atakların yanında bölüm sonu canavarını da alt etmesi gerekiyor.

Mathieu van der Poel, Strade Bianche 2021’de Piazza del Campo’daki zaferi kucaklamaya doğru yokuşu çıkarken. Fotoğraf: strade-bianche.it

Parkur Yarışın Yıldızıysa, Yarışı Kim Kazanacak?

Parkurun güzellikleri bu kadar ön plandayken bu yarışta kim yer alsa izlenir diyebilirsiniz. Yine de hem kadınlarda hem erkeklerde, nerede yarışsa gözlerimizi ayıramayacağımız isimler burada olacak. Unutmamak gerekir ki Strade Bianche, yalnızca tek günlük klasikler konusunda uzmanlaşanlara değil, büyük turlarda genel klasman kovalayanlara ve tırmanışçılara da hitap eden bir yarış. Bu nedenle geniş bir favori listesi bizleri bekliyor.

Bu yıl sekizinci edisyonu düzenlenecek olan 136 kilometrelik kadınlar yarışı Strade Bianche Donne’de son şampiyon Chantal van den Broek-Blaak unvanını korumaya çalışırken Team SD Worx’ten takım arkadaşları Demi Vollering ve Ashleigh Moolman da burada şans arayacaklar. Eski şampiyonlardan Annemiek van Vleuten ise Omloop’ta aldığı birinciliğin moraliyle buraya geliyor. Bir de yarışın ev sahipleri İtalyanları unutmamak gerekir. Yarışın 2017 edisyonu galibi Elisa Longo Borghini burada ulusal şampiyonluk mayosuyla yer alacak. Trek-Segafredo’dan takım arkadaşı Elisa Balsamo ise son Dünya Şampiyonu unvanı ve mayosuyla burada olacak.

Erkeklerde ise geçtiğimiz yılın şampiyonu Mathieu van der Poel, burada unvanını koruyamayacak. Sırt ağrılarından tam olarak kurtulamayan yıldız isim Ronde’ye yetişmeye çalışıyor. Bir önceki edisyonu kazanan Wout van Aert da bu yıl Strade Bianche’de yok. Bu durumda yarış her türlü sürprize açık görünüyor. Tabii ki en çok ön plana çıkan isimse Dünya Şampiyonu mayosuyla Julian Alaphilppe oluyor. Alaphilippe, yarışın 2019 edisyonunu kazanmıştı.

Peki iki Fransa Turu zaferinin arasına Liege-Bastogne-Liege ve Il Lombardia’yı katık eden bisikletin yeni canavarı Tadej Pogacar’ı nasıl göz ardı edebiliriz ki? Öte yandan Thomas Pidcock da burada kendini kanıtlamak konusunda oldukça hevesli. Hele ki yağmur ihtimalinde, şartlar kros bisikletçisi Pidcock için ideal hale gelecektir. Son Olimpiyat şampiyonu Richard Carapaz, daha önce Strade Bianche’de ikincilik elde eden Romain Bardet, Jakob Fuglsang gibi isimler de bir şans bulabilirler. Wout van Aert’ın yokluğunda eski Strade Bianche şampiyonlarından Tiesj Benoot da Jumbo-Visma takımının buradaki lideri olmaya aday. Tiesj Benoot, Omloop ve Kuurne’de oldukça formda görünmüştü.

Görünen o ki hem kadınlar hem erkekler yarışında net bir favori söylemek zor. 5 Mart Cumartesi günü Siena’da bu yarışı yerinde takip edecek kadar şanslı değilseniz evinizde oturup yaklaşık beş saat sürecek bu heyecana ortak olmak da güzel bir plan olabilir. Bisiklet severler bilir ki bu sadece bir yarış değil, Toskana topraklarında keyifli bir gezintidir. Yine de benim o kadar vaktim olmaz derseniz, o zaman da parkurun 160 kilometresi geride kalmışken üzerine gelen 10 ve 11. sektörleri kaçırmayın derim. Bu kısımlardaki ufak tepelerin bile yarışın sonucuna büyük etkileri olacaktır. Geçen yıl Van der Poel tam da bu kısımlardaki tozlu topraklı yollarda ilk vurucu atağını yapmıştı. Piazza del Campo’ya doğru çıkılan son yokuş ise soluk soluğa geçen bir gerilim filmi tadı verecektir bizlere.

Kapak fotoğrafı: giroditalia.it

Bir Cevap Yazın