Tarih: 25.03.2022 Yazar: Yavuz Yavuz Yorumlar: 0

Fransa’nın Montpellier kentinde düzenlenen Artistik Patinaj Dünya Şampiyonası, müsabakalardan önce tanıdık bir ismin buz pistine çıkmasıyla başladı.

Artistik Patinaj Dünya Şampiyonası, spora bu sezon damgasını vuran Kamila Valieva etrafında ortaya çıkan doping skandalının gölgesinde tamamlanan Kış Olimpiyatları’nın ardından başladı. Dünya Şampiyonası ile birlikte artistik patinaj sezonu tamamlanırken, sporun üzerindeki kara bulutlar dağılmış değil. Rus çalıştırıcı Eteri Tutberidze’nin genç öğrencilerini tabi tuttuğu ağır çalışma rutinleri, beslenme düzenleri ve tedavi yöntemlerinin Valieva skandalıyla birlikte tartışmaya açılmasının üzerinden çok fazla geçmeden başlayan Ukrayna işgali, Rus ve Belaruslu sporcuların müsabakalardan men edilmesiyle sonuçlandı. Dünya Şampiyonası, son dünya şampiyonu ve Olimpiyat Oyunları’nın altın madalyalı ismi Anna Shcherbakova ile Tutberidze’nin bir başka öğrencisi ve Beijing 2022’de kadınlar podyumunun ikinci basamağında yer alan Alexandra Trusova’nın yokluğunda, Fransa’nın Montpellier kentinde başladı.

Montpellier Artistik Patinaj Dünya Şampiyonası’na ilk kez ev sahipliği yapıyor. On yıl önce, Dünya Şampiyonası Fransa’da en son düzenlendiğinde ise turnuvanın ev sahibi Nice kentiydi. Şampiyonanın ilk gününde ise, Nice’in en meşhur patencisi, eski Avrupa şampiyonu ve dünya ikincisi Surya Bonaly müsabakalardan önce buz pistindeydi. Bonaly’nin artistik patinaj kariyeri, bu spora içkin eşitsizliklerin, her ne kadar şu günlerde daha görünür olsa da, ne kadar derinde ve köklü olduğunun bir göstergesi adeta.

Kaynak: AP Photos

JİMNASTİKTEN BUZA

1973’te Nice’te dünyaya gelen patenci, sekiz aylıkken Suzanne ve Georges Bonaly tarafından evlat edinildi ve Nice’li çift ona, Sanskritçe güneş anlamına gelen Surya ismini verdi. Bir beden eğitimi öğretmeni olan Suzanne Bonaly, Surya’nın aralarında eskrim, bale ve dalış da olan pek çok sporu denemesini sağladı. Surya Bonaly bu sayede, henüz iki yaşındayken buz pistine çıkmış ve çift bıçaklı patenlerle kaymaya başlamıştı.

Dört yaşında jimnastiğe başlayan Surya Bonaly, meşhur Fransız koç Éric Hagard’ın öğrencileri arasına girmişti. Milli takıma da seçilen Bonaly, on üç yaşındayken Paris’in ev sahipliği yaptığı 1986 Dünya Şampiyonası’nda takım parende kategorisinde gümüş madalya kazanan Fransa ekibinin bir parçasıydı. Ancak kısa süre sonra, spordaki asıl tutkusu olan artistik patinaja geçecekti.

Bonaly, Saraybosna’da düzenlenen 1984 Kış Olimpiyatları’nı izledikten sonra ikili Axel sıçrayışı denemeye karar verdi ve bunu denerken bileğini kırdı. Buz pistine döndüğünde ise Fransa milli takımının çalıştırıcısı Didier Gailhaguet ile tanıştı ve üç haftalık bir antrenman kampının ardından Gailhaguet Bonaly ailesine Paris’e taşınmalarını teklif etti. Böylelikle Surya Bonaly’nin artistik patinaj kariyeri başladı.

1990’LARDA ZİRVEYE

Surya Bonaly 1990’larda artistik patinaj dünyasına damgasını vurdu. Neredeyse tamamen beyaz patencilerin domine ettiği bir sporda elde ettiği başarılar, bütün siyah atletler için ilham kaynağı oldu. 1989’da, spora tutkusunu perçinleyen yarışmayı izlediği Saraybosna’da düzenlenen Dünya Gençler Şampiyonası’nda üçüncü olan Bonaly, iki yıl sonra aynı turnuvada altın madalyaya ulaştı. 1991, aynı zamanda Bonaly’nin büyüklerde de sporu domine etmeye başlayarak elit patenciler arasına girdiği yıldı.

Kaynak: WNYC Studios

Üst üste beş kez kazanacağı Avrupa şampiyonluklarının ilkini Sofya’da elde eden Fransız patenci, 1995’e kadar eşine az rastlanır bir hegemonya kurduğu şampiyonada, altı şampiyonluğu olan Sonja Hennie ve Katarina Witt’in ardından tek kadınlarda en fazla altın madalya elde eden isim oldu. Buz pisti dışında olup bitenlerle de her zaman ilgilenen Bonaly, bu şampiyonluklarının ilkindeki gala programında, devam etmekte olan Birinci Körfez Savaşı’na karşı, buzun üstünde bir güvercin ortaya çıkardığı bir program sergiledi.

DİRENİŞÇİ

Avrupa Şampiyonası’nda kurduğu hegemonyaya karşın hiç dünya şampiyonu olamayan Bonaly, Dünya Şampiyonası’nda 1993-1995 yıllarında üst üste üç gümüş madalya elde etti. Bu üç yarışmada da podyumun birinci ve ikinci basamağı bir hakem oyu farkla belirlenmişti. 1993’te Ukraynalı Oksana Baiul’un ardından ikinci olan Bonaly, yedi üçlü sıçrayış ve bir çift üçlü kombinasyondan oluşan programıyla rakibinden daha fazla teknik elemente sahipti. Bonaly’nin 1995’teki serbest program serisi de yedi üçlü sıçrayış ve iki çift üçlü kombinasyonla yarışmadaki en zor seriydi.

Lillehammer 1994’te katıldığı ikinci Kış Olimpiyatı’nı dördüncü sırada tamamlayarak podyumu kıl payı kaçıran Bonaly, Chiba’daki Dünya Şampiyonası’nı ise Japon patenci Yuka Sato ile eşit puanda bitirmesine karşın hakemler arasında yapılan tie-break oylamasının 5-4 ev sahibi lehine tamamlanmasıyla yine ikinci sırada kaldı. Madalya töreni esnasında kendisine verilen gümüş madalyayı aldığı gibi boynundan çıkaran Fransız patenci, daha sonra şampiyona için “Elimden geleni yaptım ancak elbette kendimi bir beyaz gibi göstermeyecektim” diye konuşuyordu.

Bonaly buzda karşı karşıya kaldığı ayrımcılığa karşın hiçbir zaman meydan okumaktan vazgeçmedi. 1990 Avrupa Şampiyonası’nda bir dörtlü sıçrayış deneyen ilk kadın patenci olan Bonaly, 1992’de Albertville’deki ilk Kış Olimpiyatı’nda denediği dörtlü toeloop sıçrayışı ile bunu Olimpiyat’ta yapan ilk kadın patenci oldu. Bonaly 1998’de, Nagano’da katıldığı son Kış Olimpiyatları’nda ise adını artistik patinaj tarihine yazdırdı. Kısa programda düşerek madalya umudunu iyice zora sokan Surya Bonaly, serbest programda kimsenin unutamayacağı bir şey yapmaya karar verdi ve ters sıçrayış gerçekleştirerek tek bıçak üzerine indi. Uluslararası Buz Pateni Federasyonu’nun 1976’da yasakladığı bu hareketi yapan Bonaly, artistik patinaj kariyerine kendi kurallarını kendi koyarak son veriyordu.

Surya Bonaly uzun süre, beyazların domine ettiği bir sporda bir siyah atlet olarak bütün zorluklara ve ayrımcılıklara meydan okuyarak zirvede kalmayı başardı. Şimdi, artistik patinaj sporu sahip olduğu cevaplardan daha fazla soruyla ve şüphe bulutlarıyla karşı karşıyayken, Bonaly’nin yaşadıkları ve mücadelesi daha fazla gecikmeden yapılması gereken yüzleşme için önemli bir emsal oluşturuyor.

Kapak fotoğrafı: Olympics

Bir Cevap Yazın