Türkiye’ye voleybolda ilk önemli uluslararası başarıları getiren Eczacıbaşı’nın 1970’ler ve 1980’lerdeki kadrolarının en önemli isimlerinden biri Selcan Çağlar’dı.
Türkiye’de voleybolun bugün geldiği noktanın temellerinin 1970’ler ve 1980’lerde atıldığını söylemek yanlış olmaz. Milli takımın 21. yüzyıldaki istikrarlı sonuçlarının temelinde o dönemde oluşturulan altyapı ve tarama sistemleri yatıyor, fakat ülke çapında ve küresel çeşitli sebeplerden dolayı bu sistemin temeli kulüpler bazında kuruldu.
Bunun nedenlerini anlamak için öncelikle Türkiye kadın voleybol milli takımı için 1960’ların zor bir dönem olduğundan bahsetmek lazım. 1967’de Türkiye’de düzenlenen ilk Avrupa Voleybol Şampiyonası’nın ardından hem erkek hem kadın milli takımlarının kötü sonuçlar almasına karşın fatura kadın voleybolculara kesilmiş ve 1968’den 1972’ye kadar Türkiye kadın voleybol milli takımı kapatılmıştı.
Bu esnada 1966’da kurulan Eczacıbaşı, antrenör Cengiz Göllü önderliğinde altyapı çalışmalarına hız vermişti. 1970’lerde takımın altyapısı iyice otururken, bir yandan da dünyada özelleştirmelerin hız kazanmasıyla başlayan neoliberal dönem özel şirketlerin sporda daha fazla söz sahibi olmasına yol açıyor ve şirket kulüplerinin ön plana çıkmasına ya da sponsorlukların başarıdaki payının artmasına neden oluyordu. Bu atmosferin Türkiye’deki ilk yansımalarından biri Eczacıbaşı, özellikle de kulübün voleybol takımı oldu.
1953’te İstanbul’da dünyaya gelen Selcan Çağlar’ın 1970 yılında Galatasaray’da başlayan voleybol yolculuğu 1974’te yollarını Eczacıbaşı’yla kesiştirdi. 11 sezon boyunca bu kulüpte oynayan Çağlar, bunların her birinde şampiyonluk yaşadı.
Bir yandan da mimarlık alanında akademik çalışmalarına devam eden ve Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’nde asistan olan Selcan Çağlar, Eczacıbaşı’nın Avrupa’da elde ettiği başarılı sonuçlarda da kadronun önemli isimleri arasındaydı. Eczacıbaşı takımı 1980’de Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası’nda ikinci olurken Selcan Çağlar da aynı yıl Avrupa Karması’na seçildi. Çağlar’ın da içinde olduğu Eczacıbaşı 1984’te ise aynı turnuvada Dörtlü Final’de yer aldı.
Selcan Çağlar, 1984’e kadar süren milli takım kariyerinde ise en büyük başarısını Türkiye’nin dördüncü olduğu 1982 Balkan Şampiyonası’nda aldığı en iyi oyuncu ödülüyle elde etti. Çağlar, oyunculuk yaşamına 1985’te kendisi adına düzenlenen bir jübile turnuvasıyla nokta koymasına rağmen voleybol sahalarından uzaklaşmadı ve menajerlik döneminde Naz Aydemir Akyol ve Neriman Özsoy gibi oyuncuların keşfedilmesine katkı sağladı. 2012’de de tarihte ilk kez Olimpiyat’a katılmaya hak kazanan voleybol takımının menajerliğini o üstlenmişti.
2008 ekonomik krizinin ardından İtalya kulüpleri, sponsor desteklerini yitirmeleri sonucu bir süre sahneden çekildi. Bu esnada Türkiye’de voleybol kulüplerinin sponsorluklar aracılığıyla elde ettikleri başarılarla Bergamo gibi takımların yerini almaları ve 2010’larda Avrupa kupalarında elde ettikleri sonuçların altında yatan sebep, 1980’lerde dünyada yaşanan dönüşümün ülke voleyboluna yaptığı etkiyle benzerlikler taşıyordu. Milli takım düzeyinde de Cengiz Göllü ve Kosta Şopov gibi isimlerin temelini attığı altyapı sistemi ve yaklaşık 40 yıllık bir sürecin sonunda gelen Avrupa şampiyonluğu gibi başarılar da birbiriyle bağlantılı. Selcan Çağlar da bu dönüşüm döneminin en önemli isimlerinden olarak Türkiye ve Avrupa voleybol sahnesinde yerini almıştı.