Tarih: 04.02.2022 Yazar: Yavuz Yavuz Yorumlar: 0

Küresel ısınma en geç 20. yüzyılın son onyılından bu yana dünyanın önündeki en acil gündemlerden biri. Dünya sıcaklığındaki artış seviyesinin; deniz seviyelerinin yükselmesi, su sorunu ve yangınlar gibi sonuçlarla kendini göstermesi ve bunların yol açtığı göçler, gıda krizleri ve can kayıplarıyla birlikte iklim değişikliğini konuşmadığımız bir alan neredeyse kalmadı. Bu alanlardan, diğerlerine göre nispeten daha tali olan ancak gelinen noktayı çarpıcı bir şekilde gözler önüne seren biri ise spor. Kanada’daki Waterloo Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırmaya göre, eğer karbon salınımları azaltılmazsa, dünyanın ısısındaki artış seviyesinin bu hızda ilerlemesiyle birlikte bu yüzyılın sonunda Kış Olimpiyatları’na ev sahipliği yapan 21 şehirden yalnızca Sapporo yeniden bu organizasyonu düzenleyebilecek.

Buna göre, Kuzey Yarımküre’de kış mevsiminin niteliklerinin git gide değişmesi, 1924’te ilk Kış Olimpiyatları’na ev sahipliği yapan Chamonix, 1936 Kış Olimpiyatları’nın düzenlendiği Garmisch-Partenkirschen, 1960 Oyunları’nın ev sahibi Squaw Valley ve yalnızca sekiz yıl önce organizasyonun gerçekleştirildiği Sochi, halihazırda yükselen sıcaklık ve ıslak kar koşulları nedeniyle bir daha Kış Olimpiyatları’nı düzenleyemeyecek durumda. Bu yıl Kış Olimpiyatları’nın düzenlendiği Beijing ise düşük kar yağışı nedeniyle risk listesinde.

Olimpiyat Oyunları’nın kendisinin de iklim krizi konusunda en önemli sorumlulardan biri olduğunu söylemek gerek. Oyunları kentsel rant ve ekonomik büyüme için bir itici güç olarak kullanan iktidarlar, bunun yarattığı yoksullaşma, emek sömürüsü ve yerinden edilme gibi sonuçların yanında ekolojik yıkımı ve doğal yaşamın tahribatını da geri dönüşü olmayan boyutlara taşıyor.

Olimpiyat Oyunları, sorumlusu olduğu bu ekolojik tahribattan kaçınılmaz olarak kendisi de etkileniyor. 2010 Kış Olimpiyatları’nda Vancouver, o zamana dek kayıtlara geçen en sıcak kışlarından birini yaşadı ve kayak pistlerinin seviyesini yükseltmek için doğal ve yapay karın bir karışımıyla kaplanmış saman balyaları kullanmak zorunda kaldı. 2014 Sochi, kar sporları için tesisleri hazır edebilmek amacıyla önceki yıllarda yağan karları depoladı. Buz sporları içinse tesisleri soğutmak için kullanılan teknolojiler çevreye verilen zararı daha da artırıyor.

En son 2015 ve 2021’de Paris ve Glasgow’da toplanan iki büyük uluslararası konferansın da aralarında olduğu çeşitli uluslararası arayışları tetikleyen bu krize henüz gerçek sorumluları hesap verebilir kılan bir çözüm bulunabilmiş değil. Çokuluslu şirketlerin ve küresel Kuzey’deki ülkelerin iklim krizindeki rolleri orantısında sorumluluk almaktan ve eyleme geçmekten kaçınan, üstüne üstlük çözümü bireysel sorumluluklara indirgeyen ve alt sınıflar ile gelişmekte olan ülkeleri kendileriyle eşit taahhütlere zorlayan tavrı da bunu güçleştiriyor. Bütün bunlarla birlikte yine bu aktörlerin zenginliğine zenginlik katan Olimpiyat Oyunları da bundan etkilenirken, ortaya çıkan zararı telafi etmekse iklim krizini derinleştiriyor. Oyunlar “sürdürülebirlik” ve “çevre dostu olmak” gibi gösterişli kavramları benimsese de sorunun kökenini hedef almayan bir çözüm yalnızca çözümsüzlüğü ilerletiyor.

Ancak her ne kadar Olimpiyat hep egemen siyasetlerin hegemonya kurmak için araçsallaştırdığı bir organizasyon olsa da, buna direnişin de her zaman var olduğu bir mekan sunuyor. İklim krizi, küresel protestoların da gündeminde bir süredir üst sıralarda yer almakta. Kim bilir, belki yakın zamanda Kış Olimpiyatları da sermayenin yarattığı doğa yıkımına karşı insan merkezli olmayan, her anlamda eşitlikçi bir bakış açısıyla ortaya konulan bir karşı çıkışa sahne olur.

Bir Cevap Yazın