Furkan Akar, yüz yaşındaki cumhuriyetin en genç spor figürlerinden biri. Fakat şimdiye dek başardıkları ile ülkesi adına pek çok ilkin altında imzası var.
Ülkemizde bazı gerçekler vardır ki cumhuriyetin onuncu yılında da yüzüncü yılında da olsak kolay kolay değişmez. Olimpiyat sporcusu olmanın zorluğu mesela. Futbol, basketbol gibi daha popüler sporlardan bahsetmiyorum. Her sporun muhakkak zorlukları, getirisi ve götürüsü var. Fakat kastettiğim bu değil, var olabilmek ve “rağmenlere” karşı ayakta durmak daha çok.
Olimpik sporcu yetişmesi adına, uzun yıllar ülkenin üç tarafının denizlerle çevrili olmasına ya da dört mevsim tepeleri karlarla kaplı dağlara bel bağladık örneğin. Coğrafi yapılardan medet ummak yerine dört başı mamur tesislere, sadece tesis ile değil genlere işlercesine spor kültürüne, yetiştiricilere, antrenörlere sahip olunması gerektiğini anca fark edebildik.
İşte bu yüzden yüz yıllık cumhuriyet tarihimizin nadide eserlerinden sayabileceğimiz sporcular arasında Furkan Akar var. Pek çoklarının adını bile duymadığı kısa kulvar sürat pateninde Türkiye adına olimpiyat kotası alabilen ilk sporcu oldu Furkan Akar. Beijing 2022’de henüz 20 yaşını doldurmamışken 1000 metre dalında elde ettiği altıncılık ise Türkiye’nin kış olimpiyat oyunları tarihinin şimdiye kadarki en büyük başarısı oldu.
Olimpiyat oyunlarından bir yıl sonra Polonya’da düzenlenen Kısa Kulvar Sürat Pateni Avrupa Şampiyonası’nda 1000 metre yarışında bu kez elde ettiği üçüncülük, Türkiye’ye şampiyona tarihindeki ilk bronz madalyayı getirdi. Hal böyle olunca Furkan Akar için 2026 Kış Olimpiyat Oyunları ile aradaki Avrupa ve dünya şampiyonaları yeni ilkler için birer hedef oluşturuyor.
Furkan Akar demişken 2011 yılında memleketi Erzurum’da düzenlenen Universiade Oyunları’nı pas geçmemek gerek. Zira bu oyunlar Furkan Akar da dahil pek çok çocuğun, gencin kış sporlarını daha yakından tanımasını sağlamıştı. Yine bu oyunlar için kazandırılan tesisler, o çocukların kış sporlarını muntazam koşullarda icra edebilmesine imkân vermişti. Fakat aradan geçen 12 yıl sonunda, daha çok atıl hale gelmiş tesislerin, bakımsızlıktan çökmüş atlama kulesi ve pistlerin haberlerini almak da bizim sonsuz açmazımız değilse nedir?