Tarih: 23.08.2023 Yazar: Berkhan Günaydın Yorumlar: 0

Güney Sudan’ın bağımsızlığını ilan ettiği 2011 yılından bu yana, ülkenin basketbol sahnesi tüm zorluklara rağmen ilerlemeye devam ediyor. Ancak bu yükselişin temelinde, ülkenin tarihinde yaşadığı zorluklar ve çatışmaların derin izleri yatıyor. Basketbol ülke için bu sorunların üstesinden gelme adına bir dirayet ve birlik sembolü olma yolunda ilerliyor. Bunu kısmen başardı da...

2011 yılında Sudan’dan ayrılarak bağımsızlığını ilan eden Güney Sudan dünyanın en genç ülkesi. Bu yüzden Güney Sudanlıların ülke bayrağı altında daha önce çok fazla uluslararası turnuva deneyimi yok. Ülke ilk turnuvalarından birini Japonya, Filipinler ve Endonezya’da düzenlenecek FIBA Dünya Kupası’nda oynayacak. Bunu basketbolda yaşayacak olmasıysa çok da şaşırtıcı değil. Bağımsızlıklarını yeni kazanmış olsalar da buradan çıkan insanlar dünyanın farklı ülkelerinde farklı spor dallarında yıllardır mücadele veriyor. Basketbol da bunların arasında öne çıkanlardan biri.

Güney Sudanlıların basketbol macerasında genetiğin rolü bir hayli büyük. Özellikle ülke nüfusunun üçte birinden fazlasını oluşturan Dinka etnik grubuna mensup insanlar için. Dinka insanları dünyanın ortalama boy açısından en uzun etnik grupları arasında yer alıyor.

Blok makinesi Manute Bol (twitter.com/SportsDaysPast)

Güney Sudan deyince, her ne kadar onun oynadığı dönemde ülke henüz Sudan’dan ayrılmamış olsa da, akla ilk gelen basketbolcu kuşkusuz Manute Bol. Spora ülkesinde futbol oynayarak başlayan Bol, kısa sürede boyunun çok uzun olması sebebiyle basketbola yöneldi ve dev cüssesiyle 1980’lerin başında Sudan’a basketbol kursları vermeye giden bir ABD’li koçun dikkatini çekti. Uzun bir oyuncu bulmanın önceliklerden biri olduğu 1980’ler NBA’inde 2.31’lik Bol’a şans verilmemesi açıkçası sürpriz olurdu. 10 yıllık saygıdeğer NBA kariyerinde hiçbir zaman etkili bir hücum oyuncusu olmasa da savunmada pota altında adeta terör estirdi. 3,3 blok ortalamasıyla Bol halen lig tarihinin maç başına en fazla blok yapan ikinci oyuncusu. Güney Sudan basketbolu içinse hala en büyük efsane konumunda. Ülke bugün Dünya Kupası’na katılmayı başardıysa onun yarattığı direkt ve dolaylı etki bunda en önemli paya sahip faktörlerden biri.

Bol’un direkt şekilde etkilediği isimlerin başında bugün Güney Sudan Basketbol Federasyonu’na başkanlık eden eski NBA yıldızı Luol Deng geliyor.

Sudan’ın kayıp çocukları

1983’te başlayıp 2005’te sona eren İkinci Sudan İç Savaşı ülkenin güneyi için bir jenerasyonunun neredeyse tamamen yok olması anlamına geliyordu. Bunun nasıl olduğunu anlamak için ülke tarihinde kısa bir yolculuk yapmak gerekiyor.

Her ne kadar Güney Sudan’ın ayrılığı 2011’e kadar gerçekleşmese de ülkenin kuzey ve güneyi etnik, kültürel, sosyal ve dini anlamda zaten birbirinden tamamen ayrıydı. Kuzeydeki egemen hükümet Arap-İslam yaşam tarzını ülkenin geneline zorla yaymaya çalışırken güneye Katolik dini ve yerel inançlar hakimdi, bölgeye özgü farklı kabile ve etnik gruplar kendi geleneksel yaşam tarzlarına sahipti. Bunun yanında ekonomik olarak da kuzey ülkenin başkenti ve ticaret merkezi Hartum’a sahipken, petrol de dahil olmak üzere doğal kaynaklar bakımından daha zengin olan taraf güneydi.

Tüm bu faktörler yüzünden ülkede Britanya’dan bağımsızlığın kazanıldığı 1956’dan beri neredeyse sürekli çatışma ve iç savaş hakimdi, ancak 1980’lerden itibaren şiddet arttı ve güneyli nüfusa karşı soykırıma varan uygulamalar ortaya çıktı.

İşte bu dönemde ailelerini kaybeden veya onlardan ayrılmak zorunda kalan on binlerce çocuk savaştan kaçmak için binlerce kilometre yürüyerek komşu ülkeler Kenya ve Etiyopya’daki sığınmacı kamplarına ulaşmaya çalıştı. Aşırı sıcaktan, hastalıktan, açlıktan ve vahşi hayvanların saldırılarından kurtulmayı başaran çocuklar bu yolculuğu tamamlayabildi.

Nihayetinde mülteci kamplarındaki zorlu koşullarda da hayatta kalmayı başaran çocuklardan bir kısmı ailelerine yeniden kavuşurken, bir kısmıysa ülkelerini terk ederek başka ülkelerde yeni bir hayat kurmak zorunda kaldı.

Aileleriyle birlikte savaştan kaçmayı başaran biraz daha şanslı çocuklar, bugün dünyanın dört bir yanında, özellikle Avustralya, İngiltere, Kanada ve ABD’de, hatırı sayılır bir Güney Sudan diasporası oluşturmuş durumda. 

Kaçabilirsin ama yeteneğini saklayamazsın

1980’lerin sonunda ülkesini terk etmek zorunda kalan isimlerden biri de 2000’li yıllarda NBA’de Chicago Bulls formasıyla yıldızlaşacak Luol Deng’di. Deng, yaşıtlarına göre çok daha şanslıydı zira babası Aldo 1960’lardan beri çeşitli bakanlık görevleri de yürütmüş, Sudan’ın önde gelen siyasetçilerinden biriydi. 1988’de iç savaşın şiddetlendiğini fark ederek eşini ve aralarında üç yaşındaki Luol’un da olduğu dokuz çocuğunu Mısır’a gönderdi. Nitekim bir sene sonra Ömer el-Beşir askeri darbeyle yönetimi ele geçirecek ve Aldo Deng’i hapse gönderecekti.

Luol Deng basketbolla Mısır’da ağabeyleri sayesinde tanışsa da, sporla ciddi şekilde bağının oluşmasını sağlayan kişi büyük efsane Manute Bol’dan başkası değildi. Mısır’daki Güney Sudanlı sığınmacılara yardım etmek için ülkeyi ziyaret eden Bol ile tanışma şansı yakalayan küçük Luol ondan sadece basketbolla ilgili değil hayatla ilgili dersler de aldı.

“Manute doğru şeyleri temsil ediyordu. Ünlüydü, basketbol oynuyordu, herkes onun boyundan bahsediyordu ama o her zaman ülkesine manevi borcunu öderdi. O böyle biriydi ve ünlü bir basketbolcu olmak onu değiştirmedi. Onun gibi ülkesinin insanlarına yardım etmeyi kendine görev edinmiş biri olmasaydı elime geçen fırsatı asla bulamazdım.”

Deng, NBA kariyeri boyunca iki kez All-Star olma başarısı gösterdi. (SBNation)

1993’te Sudan Devlet Başkanı olan El-Beşir Aldo Deng’i, Güney Sudanlı gruplarla müzakere etmesi için serbest bıraktı. Ancak Deng bunun yerine İngiltere’ye kaçarak ülkeden sığınma talebinde bulundu ve sonrasında Mısır’dan ailesini de alarak Londra’ya yerleşti. Sekiz yaşındaki Luol İngiltere’de organize basketbol oynamaya başladı, devamı da ABD’de kolej basketbolu ve tabii ki NBA’di.

Manute Bol gibi Luol Deng de ülkesi Güney Sudan’a manevi borcunu ödemekte kararlıydı. Önce 2005’te Güney Sudanlı gençlere basketbol fırsatları yaratmayı amaçlayan Luol Deng Vakfı’nı, hemen ardından da yazları organize ettiği Deng Kampı’nı kurdu. Kamp sayesinde hem ülkesindeki hem de İngiltere ve ABD’de yaşayan Güney Sudanlı yetenekli gençleri ortaya çıkarmayı amaçladı.

2019’a kadar devam eden profesyonel basketbol kariyeri boyunca çeşitli şekillerde ülkesinde basketbolu geliştirmeye çalışan Deng, emekliliğinin ardından bunu en etkin şekilde devam ettirebileceği pozisyona, yani Güney Sudan basketbol federasyonu başkanlığına getirildi. Onun varlığı ve vizyonunun yardımıyla ülke kısa sürede basketbolda kıtanın önemli güçlerinden biri haline geldi ve Güney Sudan elemelere katıldığı ilk seferde Dünya Kupası’na katılma başarısı gösteren ilk Afrika takımı oldu.

Orada bir ülke var uzakta

Ülkesine manevi borcunu ödemek isteyen tek kişi tabii ki Luol Deng değil. Kendisi gibi ülkelerinden uzakta büyüyen basketbolcular bugün Güney Sudan’ın 2023 Dünya Kupası kadrosunu oluşturuyor. Öyle ki, geniş kadrodaki 18 oyuncudan Güney Sudan’da doğup büyüyen tek bir isim bile yok.

Savaş yüzünden ülkeden kaçan pek çok Güney Sudanlı ülke dışında hatırı sayılır bir diaspora oluşturdu. Bugün ABD’de 100.000’in üzerinde Güney Sudan kökenli insan yaşıyor. Nüfusa oranla değerlendirildiğinde ise yaklaşık 25 milyon nüfuslu Avustralya’daki 15.000’e yakın göçmenin etkisi çok daha büyük. Örneğin atletizm bu etkiyi derinden hissediyor. Kendisi veya ailesi Güney Sudan’dan göç etmiş pek çok atlet, Tokyo’daki Olimpiyat’ta erkekler 800 metre dördüncüsü olan Peter Bol gibi, bugün Avustralya bayrağı altında yarışıyor.

Basketbolda da durum çok farklı değil. Dünyanın en köklü basketbol geleneklerinden birine sahip Avustralya ile fiziksel açıdan basketbola son derece yatkın Güney Sudanlılar’ın bir araya gelmesi adeta rüya gibi. Nitekim, Güney Sudan’ın 2023 Dünya Kupası kadrosunu oluşturacak isimlerin birçoğu da Avustralya’da basketbol eğitimlerini almış isimler. Hatta Avustralya’nın geniş kadrosunda da iki Güney Sudan kökenli isim yer aldı. NBA’den de hatırladığımız Thon Maker 12 kişilik turnuva kadrosunda kendine yer bulamadı ama 2.11’lik pivot Duop Reath orada olacak.

Güney Sudan’ın turnuvadaki en büyük kozu Lakers forması giyen pota altı oyuncusu Wenyen Gabriel ve takımın skor yükünü çeken Nuni Omot olacak. Minnesota’da büyüyen ve ABD’nin en önemli basketbol okullarından biri olan Baylor Üniversitesi’nden mezun olan Omot, Avrupa’da aralarında Tofaş’ın da olduğu pek çok takımın formasını giydi. Geçtiğimiz sezonu Mısır’ın Al Ahly takımında geçiren skorer forvet takımını finalde attığı 22 sayıyla Basketbol Afrika Ligi’nde şampiyonluğa taşırken sezonun da en değerli oyuncusu seçildi. Ayrıca geçtiğimiz Şubat ayında Güney Sudan’ın Senegal karşısında aldığı galibiyetle Dünya Kupası’na katılmayı garantilediği maçta da 26 sayıyla yıldızlaştı. NBA’de mücadeleci bir rol oyuncusu olan ve milli formayla ilk kez sahaya çıkacak Gabriel’ın ise daha büyük bir sorumluluk altında nasıl performans göstereceği merak konusu.

Omot Dünya Kupası’nda takımının hücumdaki en büyük kozu olacak. (Eye Radio)

Takım kadrosunda dikkat çeken diğer isimlerse Türkiye’de Bursaspor ve Fenerbahçe formaları da giymiş Marial Shayok ile 12 kişilik kadroya alınması halinde 16 yaşındaki 2.18’lik “unicorn” Khaman Maluach olacak. NBA’in Afrika Akademisi’nde yetişmekte olan genç oyuncunun turnuvada süre alması zor görünüyor ama gelişimi ABD’li scoutlar tarafından merakla takip ediliyor.    

Takımın koçluğunu ise 2021’den bu yana yine NBA’den aşina olduğumuz bir isim, Royal Ivey yapıyor. Geçtiğimiz sezonlarda New York Knicks ve Brooklyn Nets’te yardımcı koçluk görevlerinde bulunan Ivey, önümüzdeki sezon da Houston Rockets’ta Ime Udoka’nın asistanlığını yapacak. Takımın başında ilk turnuvasına 2021 Afrobasket’e çıkan genç koç, burada Güney Sudan’ı çeyrek finale kadar çıkarmayı başarmıştı.

Porto Riko, Çin ve Sırbistan’la birlikte B Grubu’nda mücadele edecek Güney Sudan ilk ikiye girerek ikinci tur grubuna kalmaya çalışacak. Bu bağlamda henüz turnuvanın ikinci gününde Porto Riko karşısında oynayacağı maç belirleyici olabilir. Takıma çok fazla şans verilmese de Porto Riko ve Çin’i geride bırakarak ikinci olması imkânsız değil.

Güney Sudan Dünya Kupası’na katılarak aslında zaten çok önemli bir iş başardı ancak şimdi bunun da ötesine geçmeyi hedefliyor. Sonuç ne olursa olsun takımın ülke insanı tarafından coşkuyla karşılanacağı kesin. Çünkü “parlak yıldızlar” karşılarına çıkan tüm zorluklara rağmen basketbol tutkuları ve yetenekleriyle ilerleyen yıllarda da parlamaya devam edecek.    

Kapak Görseli: Kawowo Sports

Bir Cevap Yazın