Tarih: 09.11.2021 Yazar: Serbest Atış Yorumlar: 0

“Haritalar, öykü anlattıkları için büyüler bizleri. Bu kitaptaki öykülerse haritaların nasıl ortaya çıktığını, onları kimlerin çizdiğini, çizerken ne düşündüklerini ve haritaları nasıl kullandığımızı anlatıyor. Elbette her harita gibi buradaki seçki de son derece seçici, zira haritalarla ilgili bir kitap aslında dünyanın ilerleyişiyle ilgili bir kitap demektir.” Harita Üzerinde, Simon Garfield

🗞️ Serbest Atış’ın yeni içeriği Mundial’in ilk sayısından herkese merhaba. Bu seriyi hazırlarken ilham aldığımız şey spor ve haritalar oldu. Spor dünyasında yaşanan olayları her gün takip etmek kolay olmadığı gibi hepsine odaklanmak da bir o kadar zor. Biz de salı günleri, haftalık olarak seçtiğimiz içerikleri harita üzerinden yorumlayıp kısa bir dünya turu yapacağız. 

Keyifli okumalar.

Sarver Dışarı! (Mı?) – 1 –

Kaynak: azcentral.com

Berkhan Günaydın

ESPN yazarı Baxter Holmes’un Phoenix Suns takım sahibi Robert Sarver hakkındaki yazısı NBA’i sarstı. Holmes, aralarında takımın eski baş antrenörü Earl Watson ve eski yardımcı antrenörü Corliss Williamson’ın da olduğu 70 eski ve şimdiki çalışana dayandırdığı yazısında, Sarver’ın organizasyonu ırkçı ve mizojinistik bir şekilde yönettiğini belirtti.

Yazıda görüşlerine yer verilen Suns çalışanları, Sarver’ın diyaloglarında pek çok kez “N” ile başlayan kelimeyi kullandığını söyledi. ABD’de bir beyazın bu kelimeyi kullanması, neredeyse “ırkçıyım” demesiyle eş anlamlı. İddialar bununla sınırlı değil. Sarver’ın kadın çalışanlara yönelik cinsiyetçi söylemlerde bulunduğu ve cinsel içerikli “şakalar” yaptığı da söyleniyor.

Sarver, Holmes’un yazısındaki suçlamaları reddetse ve bunun Phoenix Suns’a zarar vermek için yazıldığını iddia etse de, NBA tüm bu suçlamalara tabii ki kayıtsız kalamazdı ve organizasyon hakkında resmi soruşturma başlattı. Soruşturmanın sonucunu öğrenmek için en az birkaç aya ihtiyacımız olacak gibi görünüyor.

Los Angeles Clippers’ın eski sahibi Donald Sterling, 2014 yılında ırkçı söylemlerde bulunduğu bir ses kaydı basına sızdırılınca önce para ve hak mahrumiyeti cezası almış, sonrasında NBA yönetimi tarafından takımı satmaya zorlanmıştı. Sterling hakkındaki deliller daha somut olduğundan, Sarver’ın Sterling ile aynı kaderi paylaşıp paylaşmayacağı belirsiz. 

Takımı satmaya zorlansa bile bu işten zararlı olarak çıkacağını söylemek mümkün değil, en azından ekonomik olarak. Sarver, 2004 yılında Suns’ı 401 milyon dolara satın alırken, takımın bugünkü değerinin 1,5 milyar dolardan fazla olduğu tahmin ediliyor. Sarver Suns ile birlikte WNBA ekibi Phoenix Mercury ve İspanyol futbol takımı RCD Mallorca’nın da sahibi konumunda.

Kırılma Noktası – 2 –

Kaynak: AS

Batuhan Özokan

1995’teki World Series’te Atlanta Braves, Cleveland Indians’ı seride 4-2 mağlup etmiş ve franchise tarihinin üçüncü MLB şampiyonluğunu elde etmişti. 1995 sadece Braves için değil Atlanta şehri için de bir kırılma noktasıydı. Braves’in kazandığı MLB şampiyonluğunun ardından Atlanta, Amerika’daki dört majör sporda (MLB, NBA, NFL ve NHL) 26 yıl boyunca şampiyonluk kazanamadı. Futbolda, Atlanta United’ın 2018 yılında kazandığı MLS şampiyonluğu olsa da şehrin ihtiyacı olan şey bu dört spordan birinde elde edilecek başarıydı. 2021 ise 26 yıllık kuraklığı bitiren yıl oldu.

MLB’de geride bıraktığımız sezonun başında şampiyonluk için adı fazla dillendirilmeyen Atlanta Braves’in sezon içindeki kırılma noktası takas dönemiydi. Joc Pederson, Eddie Rosario ve Adam Duvall eklemeleri takımın çehresini değiştirdiği gibi bu üç ismin play-off’taki performansı ve takımın da aynı frekansı yakalaması şampiyonluğu getiren en önemli faktörlerden birisi oldu.

2021 sezonun tamamlanmasıyla birlikte gelecek sezonun şampiyonluk favorileri de açıklandı. Atlanta Braves’in listenin üçüncü sırasında yer alması bu seneki şampiyonluğun biraz sürpriz olduğunu kanıtlar nitelikte. Ronald Acuña Jr’ın sakatlığını atlatıp takıma katılmasıyla ve serbest oyuncu piyasasındaki hamlelerle Atlanta Braves yine gelecek sezonun takip edilmesi gereken takımlarından biri olacak. Kim bilir, belki bir kez daha favori olarak başlamayacakları sezonda kupaya uzanırlar.

Yeni Başlangıçlar – 3 –

Kaynak: Barcelona

Batuhan Özokan

Avrupa futbolunda geride bıraktığımız haftada birçok takım antrenör değişimine gitti. Premier Lig’de Norwich ve Aston Villa, uzun yıllardır görevde olan menajerleriyle yollarını ayırırken Tottenham Antonio Conte ile yola devam etme kararı aldı. Ligin yeni zengini Newcastle United ise Eddie Howe’u dün resmen açıkladı.

İngiltere alt liglerinde de çoğu takımda değişim yaşanırken Avrupa’da haftanın haberi Katalonya’dan geldi. Bir türlü istediği ritmi bulamayan ve La Liga’da orta sıralara sıkışan Barcelona’da Ronald Koeman’ın görevine son verildi. Futbolu bıraktığı günden bu yana adı sürekli Barcelona teknik direktörlüğü için anılan Xavi ise takımın yeni antrenörü olarak açıklandı. 

Lionel Messi’nin ayrılığının ardından takımı yenilemeye çalışan Barcelona’da Xavi’nin varlığı sürecin daha doğru ilerlemesine yardımcı olabilir. Teknik direktör değişimlerinin ardından genellikle takımlardan yukarıya doğru bir ivmelenme ve toparlanma beklenir. 

Barcelona’da ise ilk hedef kesinlikle bu olmamalı. Xavi’nin elinde bir sihirli değnek olmadığı gibi kulübün içinde bulunduğu durumu düzeltmesini de bekleyemeyiz. Kısa vadede atılacak doğru adımlar, Barcelona’nın eski günlerine daha kısa sürede ulaşmasının anahtarı olabilir.

Tırmanış – 4 –

Kaynak: L’Equipe

Anıl Kantemir

Asvel’in uzun bir aranın ardından yer alacağı 2019-20 Euroleague sezonu öncesi kulüp başkanı Tony Parker, “Kendimize takım yönetimi olarak Zalgiris Kaunas ve Brose Baskets Bamberg’i örnek alıyoruz. Asla CSKA ve Fenerbahçe’nin ulaştığı bütçelere çıkmayı düşünmüyoruz.” demişti. 

Dönemin şartları itibariyle Zalgiris ve Brose Baskets iyi iki rol model olarak gözükmüştü. Ne var ki, kısa zamanda biri Euroleague sahnesinden çekildi diğeri ise uzun yıllar örnek gösterilen bir kulüpken şu an belki de içinde bulunduğu krizi en kötü yöneten takım konumunda. 

Yine de Tony Parker’ın koyduğu hedef doğrultusunda ilk iki sezonu üstüne koyarak geçiren Asvel, bu seneye geçmiş iki senedeki eksikleri çok iyi tespit ederek girdi. Şu an ligin en popüler ekibi olan Fransız temsilcisinin başarısı, saha dışındaki istikrarlı yönetimin saha içine doğru dokunuşlarıyla doğru orantılı.

Ligde geçirdiği 2019-20 ve 2020-21 sezonunda Asvel’i özetleyen iki kelime mücadele ve enerji olabilir. Her takımın bu iki parametreye mutlaka ihtiyacı var ancak Euroleague sahnesinde daha iyisini istiyorsanız yetenekli ellere sahip olmanız gerektiği de bir gerçek. İşte geride kalan bu iki sezonda Asvel’in özellikle backcourt’ta yaşadığı top yönlendirici ve kendi skorunu yaratabilen oyuncu eksikliği onları play-off resminin epey gerisinde bırakmıştı. 

Bu sezona başlarken bu eksikliği yetenekli ve bir o kadar da kendini ispat etmeye aç iki oyuncuyla doldurdular. Geçtiğimiz sezonu Maccabi Tel Aviv’de geçiren Chris Jones, aradığı rolü bir türlü bulamadığı İsrail temsilcisinden ayrılıp özgürlük alanının genişlediği Fransız temsilcisinde kendine gelmiş görünüyor. Geçtiğimiz yılı NBA G-League’de geçiren ve sezon başında ayak bileğinden operasyon geçiren Elie Okobo ise şu an backcourt’ta takımı sırtlayan en değerli parça belki de. 

Kendi şutunu yaratabilen, ikili sıkıştırmalarda takım arkadaşlarını doğru pas açıları yaratarak bulabilen Okobo bizlere geride kalan sekiz maçlık periyotta prime Keith Langford esintileri sundu. Bu ikiliye güvenilir el David Lighty’nin katılımıyla ligdeki şu an en keyif veren backcourt basketbolunu Asvel’in oynadığını söyleyebiliriz.

Fransız temsilicinin eksikleri yok değil, gerçek bir çember savunucu ihtiyaçları gözel görülür bir problem. Forvetlerde Yabusele’nin ayrılığı sonrası elde kalan oyunculardan istikrarlı katkı da alamıyorlar.

Yine de geçmişten doğru dersleri çıkaran, yüksek maliyetler yaratmadan neşteri doğru yere vuran Fransız temsilcisinin lige başladığı temposunu koruyarak bu sezondan play-off çıkarması azımsanmayacak bir olasılık olarak görünüyor.

NORA MØRK MUCİZESİ – 5 –

Kaynak: EHF

Yavuz Yavuz

Hentbolda Kadınlar Şampiyonlar Ligi’nde, geçtiğimiz sezon tarihinin ilk şampiyonluğunu kazanan Norveç takımı Vipers Kristiansand, gruplardaki altıncı maçında, Slovenya’da Krim Mercator’a karşı unutulmaz bir geri dönüşe imza attı. 

Bu yıl evinde henüz galibiyet alamayan Krim, bu sezon deplasman galibiyeti olmayan son şampiyona karşı 26. dakikada 15-6 üstünlüğü yakaladı ve ilk yarıyı 16-10 önde tamamladı. İkinci yarıyla birlikte geri dönüşüne başlayan Vipers Kristiansand 47. dakikada Nora Mørk’un golüyle 20-19 öne geçti ve maç sonuna kadar üstünlüğünü korumayı başardı. Krim, kalecisi Barbara Arenhart’ın 18 kurtarışıyla maça tutunmaya çalışsa da kazanan 27-26 ile Vipers Kristiansand oldu.

Vipers’ın geri dönüşünde en önemli rol kuşkusuz 11 golle maçın en skorer ismi olan Nora Mørk’un oldu. İlk yarı sadece iki gol bulabilen Mørk, ikinci yarıda kaydettiği dokuz golle takımının eşitliği sağlayıp öne geçmesine katkı sağladı. 

Hentbola iki kez ara veren ve dizindeki bağlardan toplam sekiz ameliyat geçiren Nora Mørk, bu yıl Norveç’in bronz madalya kazandığı Olimpiyat Oyunları’nın en golcü ismiydi. Kristiansand’de henüz yalnızca ikinci sezonunu geçiren Mørk, Krim karşısındaki performansıyla takımıyla Şampiyonlar Ligi’nde attığı gol sayısını 119’a çıkardı ve Vipers tarihinin turnuvadaki en golcü oyuncuları listesinde üçüncü sıraya yükseldi.

ÜZÜMÜ YE, BAĞINI SORMA – 6 –

Berkhan Günaydın

İtalya Bisiklet Turu “Giro” nun 2022 rotası henüz tam anlamıyla netleşmezken, yarışın Macaristan’ın başkenti Budapeşte’de başlayacağı ve ilk üç etabın bu ülkede geçileceği kesinleşti. Normal şartlarda 2020 yılında planlanan Budapeşte startı, pandemi nedeniyle ertelenmişti.

Bisikletin büyük turları, yarış başlangıçlarını ihraç etme konusunda her zaman hevesli olmuştur. İşin ucunda ek gelir olunca, sadece bisiklet değil tüm spor organizasyonlarının adeta gözü dönüyor. Giro da, tarihinde 14 kez İtalya dışında başladı. 2022 startı ise aynı 2018 Kudüs startı gibi tartışmalı olacağa benziyor. 2018 edisyonunun apartheid rejimiyle yönetilen İsrail’de start alması, pek çok bisiklet severi kızdırmıştı.

Macaristan startının tartışmalı olmasının sebebiyse tabii ki Viktor Orban. Macar halkının temel hak ve özgürlüklerini ayaklar altına alan popülist başbakan, şimdi de Giro’yu kullanarak rejiminin PR’ını yapmak için kolları sıvamış görünüyor. Para geldiği sürece, bu durum Giro organizatörü RCS’i çok da rahatsız etmeyecek.

Biz yine de bu gelişmeye olumlu tarafından bakmaya çalışalım. Bu habere en çok sevinen isim herhalde geçtiğimiz sene üç etap boyunca pembe mayoyu sırtında taşıyan Attila Valter oldu. Genç sporcu, bu başarıya ulaşan ilk Macar bisikletçi olmuştu. Valter, 2022’de Macaristan’da geçilecek etaplarda da pembe mayoyu istediğini söylüyor.

6 Mayıs’ta Budapeşte’den Visegrad’a düz bir etapla başlayacak yarış, ertesi gün yine Budapeşte’de geçilecek bireysel zaman karşıyla devam edecek ve Kaposvar-Balatonfüred arasındaki etapla Macaristan serüvenini sonlandırarak ana vatanı İtalya’ya geçecek.

Tarihi Kahire Derbisinin Kazanını Al-Ahly – 7 –

Kaynak: Ahram

Yavuz Yavuz

Al Ahly ve Zamalek’i 242. kez karşı karşıya getiren ve tam sekiz gole sahne olan Kahire Derbisi’nde gülen taraf 5-3’lük skorla Al Ahly oldu. Mısır Premier Ligi üçüncü hafta maçında perdeyi Zamalek’ten Mohamed Abou Gabal’in kendi kalesine attığı golle açan Ahly, Tunuslu sol bek Ali Maaloul’un penaltısı ve Mohamed Sherif’in golüyle 25. dakikada 3-0’ı buldu. 

Bu andan itibaren işler Al Ahly’nin 2002’deki unutulmaz 6-1’lik galibiyetiyle aynı rotada gidiyor gibi görünüyordu. İkinci yarıda Zamalek, Mostafa Fathi’nin 51. dakikadaki golüyle farkı ikiye indirse de Ahly, iki dakika sonra Aliou Dieng’in attığı gol ve 65. dakikada Ali Maaloul’un ikinci penaltısıyla 5-1’i yakaladı. Maçın son bölümü ise büyük bir heyecana sahne oldu.

Zamalek, 80. dakikada maçtaki üçüncü penaltıyı gole çeviren Ahmed Sayed ve Achraf Bencharki’nin 90. dakikadaki golüyle skoru 5-3’e getirse de eşitliği sağlamak için zaman tükenmişti. 

Ahly böylelikle ligde üçte üç yaparak liderliğini korurken Zamalek de ilk mağlubiyetini aldı. Sekiz gollü bu maç da 99 yıllık bir geçmişi olan Kahire Derbisi tarihinin en gollü maçı olarak Ahly’nin 4-3 kazandığı 2007 Mısır Kupası finalini geride bıraktı.

Bir Cevap Yazın