The Cook, The Thief, His Wife & Her Lover, The Piano, Gattaca gibi birçok filmin müziği ile bilinen besteci Michael Nyman’ın minimalist müziği futbol dünyasında nerelerde duyuldu?
Minimalist müziğiyle tanınan Michael Nyman; sinema, tiyatro, belgesel ve TV programları için besteler yaptı. Bu alanlardan bir başkası ise spor dünyası. İyi bir futbol izleyicisi ve Queens Park Rangers taraftarı olan Nyman futbolun sahnesine de kayıtsız kalamadı. Bestecinin müzik ve futbol ilişkisine geçmeden önce geçmişine bakalım.
Michael Nyman, İngiltere’nin yenilikçi bestecilerinden biri, aynı zamanda senfoni orkestrası, koro, yaylı çalgılar dörtlüsü ve çok çeşitli topluluklar için de önemli eserler yazdı. Çok yönlü kariyerinde besteciliğinin yanı sıra piyanist, şef, yazar, müzikolog ve fotoğrafçı olarak çalıştı.
İngiliz müzisyen ‘The Final Score’ adında bir parça yazdı ve bu da parçayla aynı ismi taşıyan belgesele eşlik etti. After Extra Time adıyla yayınlanan futbol temalı bu albümü müzikal bir övgü olarak düşünebiliriz.
Albüm futbolla ilgili üç kompozisyondan oluşuyor: 1995-1996 sezonunda yazılan After Extra Time (AET) ile The Final Score ve 1984-1985’in sonunda bestelenen Memorial.
Michael Nyman, albümün adını maçlardaki AET uyarısının eşinin adına benzemesi dolayısıyla da AET olarak seçtiğini söyleyerek romantik bir ayrıntı veriyor bizlere. Aynı zamanda, parçanın iki aşamada yazıldığı gerçeğine de atıfta bulunan albümün ilk yarısı 1995 yılında tamamlanırken ikinci yarısı ise 1996’nın başlarında eklendi.
Bu nedenle kendisi albümün bu sürecini ve orkestra düzenini beşe beşlik bir maç olarak tasvir eder.
Takım A: Flüt, soprano saksafon, alto saksafon, viyola ve çello.
Takım B: Trompet, korna, bas trombon ve iki keman.
Piyano ve bas, zaman zaman bir araya gelen her iki takımla da çalıyor. İki takım arasında sık sık tekrarlanan müzikal bir bağ var. Minimalist müziğin doğasından gelen tekrarlar oyunun düzenini ve takımların birbiriyle ilişkisini bize anlatmaya çalışıyor.
The Final Score, Queens Park Rangers maçlarından kesitler gösteren ve Stan Bowles odaklı Matthew Whiteman’ın yönettiği belgesel için bestelendi. Her ne kadar Stan Bowles odaklı denilse de belgeselde gösterilen ilk maç QPR’ın 1992 yılında Leeds United ile oynadığı maçtan bir kesit. Üstelik bu bölüm Leeds United’ın attığı gol ile bitiyor. QPR’a bir övgü değil miydi bu belgesel? Belgeselde gösterilen ikinci maç ise 1976 yılında yine Leeds United ile oynanan QPR’ın Stan Bowles ile Dave Thomas’ın attığı goller sayesinde 2-0 kazandığı maç. OPR’ın 70’li yıllardaki dönemini Stan Bowles odağında anlattığını iddia eden bu belgeseli Nyman’ın müziği ile buradan izleyebilirsiniz.
Görüntüler sadece maçın oynandığı anlar değil, sahanın dışında neler olup bittiğini de bize anlatıyor. Giyinme odasının düzeni, saha çizgilerinin yenilenmesi, taraftarın maçı bekleme anları gibi. Maç başladığında, müzik oyunun bir parçası oluyor ve gittikçe oyun ile birlikte dinamik kazanıyor. QPR’ın oyunu gerçekten de Michael Nyman’ın bu coşkulu ve ısrarcı ritmik yapısı ile anlatılabilir.
Nyman, QPR için beste teklifi geldiğinde şunları yazıyor; “Futbolun veya belki de stadyum spikerinin çaldığı müziğin kalitesini yükseltmek… Kişisel bir katkıda bulunabileceğim için çok mutluyum.” Belgeselde zaman zaman Michael Nyman’ı da seyirciler arasında “kasetçalar” dinlerken görüyoruz.
Michael Nyman’ın müziği sahalarda duyulmaya çok da aşina bir müzik değil fakat çağdaş müziğin kaynaklarını her zaman kabul eden Nyman, kendi estetiğiyle bunu kabul edilebilir bir hale getiriyor.
Bestecinin futbolla ilgilli kaydettiği bir diğer albüm olan Exit No Exit ise 2002 Dünya Kupası için kaydedildi. BBC Radyo 3 kanalında Beckham Crosses, Nyman Scores bölümü yayınlandı. Maç spikeri John Motson’un maç sunumundan kesitler kullanılarak kaydedilen bu parçanın maalesef kaydı bulunmamaktadır fakat Exit No Exit albümünü de şuradan dinleyebilirsiniz.
Hillsborough Anıtı
Michael Nyman’a 2014 yılında düzenlenen Liverpool Bienali tarafından bir eser sipariş edildi. Besteci bunun üzerine Hillsborough Memorial Symphony No. 11 adında enstrümental bir müzik besteledi. Aslında durum şöyle: Besteci, Memorial’ı yıllar önce Heysel Stadyumu’nda 1985 Avrupa Kupası finali Liverpool-Juventus maçında yaşanan ve 39 kişinin hayatını kaybettiği olayı anmak için yazmıştı. Fakat Nyman 15 Nisan 1989 tarihinde bu besteyi düzenlemek için stüdyoya girdiğinde ilginç bir tesadüfle Hillsborough felaketi yaşandı. Liverpool-Nottingam Forest FA Cup yarı final maçında yaşanan bu felakette yaşamını yitiren 96 kişi için senfoniye olayla ilgili başlıklar eklenerek parça tekrar düzenlendi.
Hillsborough Memorial, ölen kişilerin isimlerinin tek tek sayıldığı The Singing of the Names parçası ile başlıyor. İsimler söylenirken yavaş çalınan yaylılar ve tekrarlayan ritim daha belirginleşiyor ki bu Nyman’ın müziğinin en belirgin özelliğidir. Parça, yıllardır facianın dava süreci ile mücadele eden aileler için hazırlanan Family Reflections bölümüyle devam eder ve kasvetli havayı biraz bozmaya çalışır, kemanların tonu daha hafiftir. Hayatın devam ettiği mesajını vermeye çalışır. Üçüncü bölüm olan The 96 ise 96 rakamı üzerinden farklı akor kombinasyonlarıyla düzenlenmiştir. Dördüncü ve son bölüm olan Memorial‘da ise kreşendolar artar, yaylılar ve üflemeli sazlar birbiriyle konuşur ve döngü halini alır.
Eser ilk kez 2014 yılında Royal Liverpool Filarmoni Orkestrası ve Liverpool Filarmoni Gençlik Korosu tarafından Liverpool Bienali’nde seslendirildi. Orkestraya mezzo-soprano Kathryn Rudge sesiyle eşlik etti. Bir futbol faciasını orkestral bir düzenle belki biraz da alışıldık klasik müziğin dışında yorumlayan Nyman eseri şu şekilde ifade eder; “Bu senfoninin yüzeyinin altında söylenmemiş, aile acısının ve Thatcher hükümetiyle onun iki yüzlü polis gücünün yolsuzluğuna duyduğum kişisel öfkemin tarihi var.” Yaşanan olaylar ve seslendirildiği katedral ortamı bağlamında duyulduğunda güçlü bir duygusal etkisi olan eser; futbol ve müzik gibi kitleleri bir araya getiren iki unsura bu facia üzerinden ölüm kavramını eklemektedir. Çağdaş müziğin modern İngiliz futbol sahalarına dokunuşu Nyman’ın dinlemesi nispeten zor olan ve kulakların alışık olmadığı ezgilerle gerçekleşti.
Son olarak, 2012 yılında konser vermek için İstanbul’a gelen İngiliz bestecinin Beşiktaş-Gençlerbirliği maçı öncesi Beşiktaş’ta turlayıp İstanbul, Futbol ve Müzik üzerine konuştuğu görüntüleri buradan izleyebilirsiniz: