LeBron James, tarihin gördüğü en görkemli basketbolculardan ve en etkili spor kişiliklerinden bir tanesi. Ancak LeBron, kendi etki alanını bu denli genişletirken neredeyse her zaman yanında olan ve pek çok işi onunla beraber kurgulayan üç önemli insan daha var: Maverick Carter, Randy Mims ve Rich Paul. 2000’li yılların başında Ohio’da kurulan bu dostuluk Kral’ın hanedanlığının temelini oluşturuyor.
LeBron James’in hangi özelliği onu diğer oyunculardan farklı kılıyor? Yalnızca parkeye ve basketbol oyununun değişkenlerine odaklandığımızda bu soruya cevap verebilmek için o kadar fazla seçeneğe sahibiz ki… 35 yaşında ve fiziksel olarak en görkemli halinde olmamasına rağmen daha bu ay takımını NBA Şampiyonluğuna taşıyan inanılmaz bir performansa imza attı. Kariyeri boyunca hem basketbol hem de rakiplerinin oyun tarzı çok ciddi değişimler yaşadı. Ama o her ne olursa olsun en iyi olmak için giriştiği mücadeleden bir adım geri atmadı. Oyunu arkadaşları için kolaylaştırıp onları olduklarından daha iyi bir oyuncu gibi gösterirken; kendisi yalnızca basketbol sporu için değil, aynı zamanda hayattaki tüm unsurlar için parmakla gösterilecek bir liderlik tanımladı.
Fakat LeBron James’i saha içinde başardıklarının yanında diğerlerinden çok daha farklı yapan bir tarafı da saha dışındaki akıl almaz başarıları. Hem basketboldan elde ettiği gelirle yaptığı yatırımlarla farklı işlere imza atması hem de elde ettiği maddi ve manevi gücü aslında içinde bulunduğu toplumun sorunlarını çözmek, o toplumu iyiye yönlendirmek için kullanıyor olması gerçekten şapka çıkarılacak bir özellik. Böyle bakınca kendisinin neredeyse her sosyal medya paylaşımının altında kullandığı ifade aslında kulağa çok doğru geliyor: “Bir Atletten Daha Fazlası”. LeBron James; saha içinde yaptıkları, topluma kazandırdıkları ve basketbol dışındaki iş hayatında elde ettiği başarılar ile bir atletten daha fazlası. Ancak bu tabir sadece LeBron James’in çok yönlü kişiliğinden dolayı bir anlam kazanmıyor. Bizim sahnede gördüğümüz Lebron James, gerçek manada bir atletten daha fazlası…
Bu denli adanmışlık ve disiplinli çalışma isteyen bir sporda LeBron James’in saha dışında yaptıklarını yalnız başına elde ettiğini düşünmek biraz mantıksız kaçabilir. Takım sporlarında bireysel olarak ne kadar iyi olursanız olun takımın maçı ya da turnuvayı kazanıyor olması gibi gibi saha dışındaki işlerde de böyle bir denge var. Zira LeBron James’in çok yakınında bulunan üç isim var ki Kral’ın hanedanlığının en başından beri ilmek ilmek örülmesi için emek harcamış: Maverick Carter, Randy Mims ve Richard Paul.
Ohio’nun Akron kentinde ilk etapta genç yaşta kurulan dostluklarla başlayan, her biri için çok derin mana taşıyan ve karşılıklı emeğe ve güvene dayalı bu ilişki aslında bugün gördüğümüz Lebron James figürünü yaratmış. Peki yollar, yollar nasıl kesişmiş?
Maverick Carter
Maverick Carter, LeBron James’in “en yakın arkadaşım” olarak nitelendirdiği insan. Çocuk yaşlarından beri birbirini tanıyan bu ikilinin asıl yakınlaşması ve bugüne dek sürecek derin bir bağ oluşturması St. Mary’s Lisesi Basketbol Takımı’nda gerçekleşiyor. LeBron James’in takımdaki yani lisedeki ilk senesinde Maverick Carter takımda son yılını geçiriyordu. LeBron James takıma dahil olana kadar “Irish” yazılı yeşil formanın yıldızı da Maverick Carter’dı. Nitekim bu ikili beraber oynadıkları o tek yılda sezona ve ilişkilerine “Haydi, Maverick’e mezun olmadan bir şampiyonluk yaşatalım.” diyerek başlıyor ve St. Mary’s Lisesi ile Ohio Eyalet Şampiyonluğu yaşıyordu. LeBron James’in tutturduğu istatistikler daha iyi olsa bile Mav Carter eyalet şampiyonluğuna giden yolda en iyi oyuncu ödülünün sahibi oluyordu.
LeBron ve Maverick’in bu ilişkisi sadece saha içinde kalan bir takımdaşlık değil. Tek çocuk olarak büyüyen LeBron James’ten beş yaş kadar büyük olan Maverick onda bir ölçüde bir abi veya bir rol model etkisi yaratmış. 2003 yılında daha 18 yaşında bir genç olan LeBron “Mav, bu seviyeye gelmemin asıl sebebi.” diyerek onu nasıl rol model aldığını ifade etmiş.
Peki Maverick Carter’ın LeBron James hanedanlığı içerisindeki rolü nedir? Günlük rutinler ve basketbol dışında kalan tüm işlerle Mav Carter ilgileniyor. Son yıllarda sporcuların kendini özgürce ifade edebileceği bir platform oluşturmak düsturuyla kurulan “Uninterrupted” isimli medya şirketinin ve Amerikan ulusal televizyonlarına program satan, bugünlerde ise “Space Jam 2” çekimleri ile uğraşan “SpringHill” yapım şirketinin bir numaralı adamı Maverick Carter. Tabii bütün bunları LeBron James yakın arkadaşlarına iş veriyor olarak görmemek gerekiyor. Çünkü geçmişte yaşadıkları, LeBron James’in bu üç ismi yanında tutarak ve beraber çalışarak hanedanlığının temelini atabileceği duygusunu uyandırmış.
Maverick Carter yalnızca iki şirketin genel müdürü değil. Basketbol tarihindeki en ilginç yayınlardan olan LeBron’un Miami Heat’e katılma kararını açıkladığı “The Decision”un fikir babası ve yapımcılığını da Carter üstlenmiş. Öte yandan LeBron James’in 2011 yılında Liverpool’dan yüzde iki büyüklüğünde bir hisse almasının sebebi de Maverick Carter. 2008 yılında Beats Audio’nun daha piyasaya sürmediği kulaklıklardan 15 adet isteyip daha sonra bu kulaklıkları Pekin Olimpiyatları’nda taşımaları için ABD Basketbol Takımı’na yollayan, bu hareketiyle tüketiciler arasında Beats Audio çılgınlığını başlatan ve LeBron James’in sahip olduğu Beats hissesine değer katan isim de Maverick Carter. GQ’ya LeBron James’in milyar dolarlık Nike anlaşmasının mimarı olarak röportaj veren de Maverick Carter.
Randy Mims
İsmini Google’da arattığınızda belki de bu üçlü arasında hakkında en az şey duyacağınız isim Randy Mims. Fakat ilk sıralarda göreceğiniz ESPN sekmesinde ifade edildiği gibi LeBron James’in başarısında anahtar olan isimlerden biri de Mims. Randy aslında LeBron James’ten yedi yaş daha büyük. Mims’in babası, LeBron’un amcasının bir arkadaşı ve bu yüzden LeBron James’i okul çağı öncesinden beri tanıyor. Fakat ikilinin asıl samimiyeti Randy Mims’in bir süre lisedeki LeBron James’in evinde kalmasıyla gelişiyor. Lise yıllarında iki göz odada tek başına yaşayan, fakat evinden arkadaşları hiç eksik olmayan LeBron James bir gün sevgilisinden ayrılan ve birkaç aylığına kalacak yer arayan Randy Mims’e kapısını açıyor. Tabii o yıllarda LeBron James çok genç bir oyuncu ancak Mims yaşı itibariyle çalışma hayatına geçiş yapmış ve düzenli mesaiye gidip gelen bir yetişkin. Mims’in en dikkat çekici özelliği işine fazlasıyla önem vermesi ve çok disiplinli çalışması. İşte LeBron James, beraber geçirdikleri o sürede tam da bu çalışma etiği noktasında Mims’ten etkilenmiş olacak ki “Bir gün NBA’e gidecek olursam senin de benimle birlikte çalışmanı istiyorum.” cümlesini sarf etmiş.
Randy Mims, LeBron James NBA’e adım attığından beri her an yanında olmuş ve olmaya devam ediyor. LeBron James’in günlük bütün işleri, toplantıları, yapacakları bütün o akışların bir numaralı sorumlusu Randy Mims. Rich Paul ve Maverick Carter’a kıyasla en ciddi iş yüküne sahip kişi de Mims olarak gösteriliyor. Zaten LeBron James’i bile çalışma etiğiyle etkileyebilen bu kişiden de böyle bir performans beklenmez miydi? Öte yandan LeBron’un Lakers’a katılmasıyla birlikte Randy Mims de kendisine Lakers ofisinde bir yer bulmuş. Şu sıralar LeBron James’le çalışmasının yanı LA Lakers yöneticiliği görevini sürdürüyor.
Richard Paul
Bu üçlü arasında basketbolseverlerin ismini duymaya en yakın olduğu isim: Rich Paul. Çünkü Rich Paul; temsil ettiği sporcular arasında LeBron James, Anthony Davis, Ben Simmons, Draymond Green ve Trae Young’un da bulunduğu büyük bir menajerlik şirketine sahip: Klutch Sports. Paul, NCAA için daha sonra kendi adıyla anılacak bir kuralın çıkmasına sebep olacak ve Sports Illustrated’a kapak olabilecek kadar büyük bir etki alanına sahip.
Richard Paul; Ohio’dan olsa da diğer üyeler gibi Akron’da değil, Cleveland’da yetişmiş bir isim. LeBron James ile yolları nasıl kesişmiş olmalı ki Paul, NBA’in saha içi aktörleri ve yöneticileri bir kenara bıraktığınızda oyuna en çok etki eden kişilerden biri halini almış olsun? Bu sorunun cevabı tesadüfün merkezde yer aldığı bir hikayede gizli.
Bir gün Cleveland-Atlanta arasındaki uçakta o dönemin modası olan geniş kesim bir forma giyen Richard Paul, LeBron James’in dikkatini çekiyor. Aralarında Rich Paul’un yıllar sonra bu tanışmayı havaalanı ve uçakta tanışan iki insanın bavul almaya kadar uzanan klasik konuşmalardan biri olarak nitelendirileceği bir konuşma başlıyor. Nitekim o an ikili arasında öyle bir bağ kurulmuş ki LeBron James, Rich Paul’u ekibe dahil etmek istemiş.
Richard Paul, o yıllarda Atlanta’dan aldığı formaları Cleveland’daki arabasının bagajında satarak geçimini sağlıyor. Uçakta geçen konuşmada LeBron James’i “Eğer forma almak istersen, Atlanta’da sana söyleyeceğim adrese git ve benim ismimi ver. Sana yardımcı olurlar.” diyerek yalnızca bir forma dükkanına yönlendiriyor. LeBron James de o dükkana gidiyor ve kendisine bir adet Magic Johnson forması alıyor.
LeBron James, Paul’u NBA kariyeri başladıktan hemen sonra ekibe dahil ediyor ve diğer üyelerle tanıştırıyor. LeBron’a göre Paul yalnızca bir menajerden ibaret değil. Kendi ifadesiyle “Hayata dair derin konuşmalar yapabileceği bir insan.” Fakat unutulmaması gereken bir diğer nokta Rich Paul’un bu hikaye hakkında düşündükleri.
Paul; LeBron’un, bırakın Harvard ya da Yale’i, herhangi bir lisans diploması sahibi bile olmayan bu insanın bir şeyler yapabileceğini görmüş ve ona bir şans tanımış olmasını çok değerli buluyor. Aynı zamanda birbirlerini kardeş gibi gören bu insanların, bunca yıldır beraber müthiş başarılara imza atmasını da kan bağına sahip olmamalarına bağlıyor. Nitekim Richard Paul’a göre kan bağına sahip olmaları bir unvanı da beraberinde getirecek ve bu sebeple birbirlerine yakınma hakkına sahip olacaklar. Bu kardeşliğe bağlı nazının geçmesi ve işten kaçma isteği de bugün sahip oldukları başarılı girişimlerin oturmamasına sebebiyet verecek.
Methiye
Bütün bu ilişkilerin temeline bakacak olursak aslında yine LeBron James’in ne kadar zeki ve ileri görüşlü bir insan olduğunu görüyoruz. Gelecekte sportif anlamda kazanmayı hayal ettiği başarılara doğru ilerlerken, etrafında ona eşlik edecek ve onunla birlikte büyüyecek insanları doğru seçebilmiş olması zekadan başka ne ile açıklanabilir? Karşılıklı güvene dayalı kurulan takımdaşlık, bir MVP ve NBA Şampiyonunu saha dışında bir atletin ulaşabileceği en yüksek zirvelerden birine çıkarmış. Fakat bana göre LeBron James’i bu zirveden insanlara tepeden bakan bir figür olarak tasvir etmemeliyiz. Çünkü asıl önemli nokta bütün bu sahip olduklarını insanların hayatını daha iyi bir hale getirmek için kullanmış ve bunu bir gaye haline getirmiş olması. LeBron James, kesinlikle “Bir Atletten Daha Fazlası”.