Tarih: 30.06.2021 Yazar: Mine Hamarat Yorumlar: 0

Şehrin Takımı’nın yedinci konuğu Bandırmaspor! Bandırmaspor taraftarları Yağmur Akbulut, Buğra Balaban, Melis Keskin, Kahraman Erbay, Sefa, Burak Yavaş ve Kerem Erkan sorularımızı yanıtladı.

  • İlk olarak, Bandırmasporlu olma hikayenizi öğrenebilir miyim?

Yağmur Akbulut: Bandırmasporlu olma hikayem doğuştan başlıyor. Bandırmalı olduğum için otomatik olarak Bandırmaspor ruhu işlemiş diyebilirim.

Buğra Balaban: Çoğu Anadolu takımı taraftarından farklı değil. Bandırma’da doğup büyüdüm, futbola da meraklı bir çocuk olarak kentin takımını ayrı bir gözle takip ettim. Babam sporla pek haşır neşir değildir, yine de benim ilgimi bildiği için elimden tutup stadyuma götürmüştü. Kartal ya da Pendik’ti rakip. Lise çağında şehirden ayrılsam da uzaktan bir göz olarak takip ediyorum takımın gidişatını, artık o kadar yakından olmasa da.

Melis Keskin: İlkokuldan beri futbola ilgi duyuyorum. Beden eğitimi derslerinde kız arkadaşlarım voleybol oynarken, ben erkek arkadaşlarımın futbol maçına dahil olurdum. Baktım futbol oynamakta o kadar iyi değilim, ben de izlemeyi tercih etmeye başladım. Fenerbahçeliyim aynı zamanda o zamanlar, onu takip ediyordum. Daha sonra Bandırmaspor gerçeğiyle tanıştım. Şehrimin takımı. Gittiğim ilk iç saha maçında da o tek yürekliliğiyle dahil oldum zaten. Muazzam.

Sefa: 10-11 yaşlarında arkadaşlarım sayesinde tanıştım Bandırmaspor’la. O zamanlar oynanan maçlara giderdik.

Kahraman Erbay: Bandırmaspor maçlarına babamla küçüklüğümde çok giderdik. Pazar günlerini iple çekerdim. En güzel aktivitemizdi diyebilirim. Daha sonra; 8. sınıftaydım, yıl 2007, arkadaşımla Cumhuriyet Meydanı’nda dolaşırken trafoda asılı bir ilan gördük. “Ayvalıkgücü maçına otobüs kaldırıyoruz, gelmek isteyenler fiyat şu, ulaşsın” şeklinde. Arkadaşımla ailelerimizi nasıl ikna edebiliriz diye düşündük. Sonuçta küçüktük ve Ayvalık’a üç-dört saatlik yola maça gidecektik. Neyse, zor da olsa ikna ettik. Üç arkadaş gittik. 15 kişilik eski servis araçlarıyla dört-beş minibüs gitmiştik. Son dakikalarda 2-0’dan, 2-2’ye getirmiştik ve o şekilde bitmişti maç. Teknik direktörümüz İlyas Tüfekçi’ydi. İlk deplasmanım buydu ve Bandırmaspor’la ilişkim bu maçtan sonra hiç kopmadı. Sayısız deplasmanların, sayısız güzel anların, güzel dostlukların başlangıcı olmuştu benim için.

Burak Yavaş : Doğuştan Bandırmalı olduğum için futbol müsabakalarını canlı olarak izleyebileceğim yerler kısıtlıydı. 12 yaşında ilk kez babam ile Bandırmaspor’un maçına gitmiştim. Hem taraftarların coşkusu hem de Bandırmasporlu futbolcuların etkili oyunu beni bu renklere bağladı ve böylece Bandırmasporlu oldum.

Kerem Erkan: Sene 2005 falan, o zamanlar  yedi yaşındayım. Mahallede sürekli maç yapardık bende de Bandırmaspor forması vardı, sürekli mücadele içindeydik. Bir hafta sonu babam maça gidiyoruz dediğinde çok heyecanlanmıştım. Tabii Bandırmaspor o zaman amatör kümeye düşmüştü, öyle hatırlıyorum. Televizyondan Süper Lig maçlarını izlerken hep özenirdim stada gidip tezahürat yapmaya. Daha önce 23 Nisan ve 19 Mayıs’larda gittiğimiz stada bu sefer şehrimin takımını desteklemeye gidiyordum. Namıdiğer yeni kapalı o zamanlar kapalı değildi. Stada ilk girdiğimdeki heyecan hala her girişimde tekerrür ediyor.

  • Bandırma ve siz taraftarlar için Bandırmaspor neyi ifade ediyor? Kronikler, Cin çukuru gibi taraftar grupları var. Bandırma içinde maç öncesinde ve maç gününde yaşanan taraftar ruhunu nasıl anlatırsınız, ritüelleriniz nelerdir? Bandırma dışında taraftarlık nasıl yaşanıyor, nasıl takip ediliyor?

Yağmur Akbulut: Bandırmalılar olarak ilçesini bu kadar seven ve sahiplenen başka birilerini duymadım. Bandırma’yı bu kadar çok sevdiğimiz için Bandırmaspor’un da yeri başkadır. Tam olarak ne ifade ettiğini anlatamıyorum, kelimeler kifayetsiz gibi bir şey. Taraftarlar Cin çukuru’nda toplanıp meşale yakar, tezahürat yapmaya daha stada gitmeden başlanır. Bandırma dışında olan maçlara ise genellikle Kronikler giderler.

Burak Yavaş: Bandırmaspor benim için doğduğum şehrin sembolünü ifade ediyor. Özellikle önemli maçların olduğu günlerde şehrin merkezinde toplanmalar oluyor. Grup halinde yürüyerek stada gidiliyor. Maç ritüellerim forma giymek ve atkı takmak diyebilirim. Bandırma dışında taraftarlık coşkulu olmuyor. Televizyondan takip ediyoruz.

Kerem Erkan: Cin çukuru, Bandırma’da herkesin bildiği, eski stada yakın mahalin adıdır. Bölge yapısı itibariyle Bandırma’nın emekçi kesiminin oturduğu ve Bandırmaspor ile daha iç içe olan yerli halkın oturduğu kesimdir. Bu yüzden 17 Eylül Mahallesi’nde yetişen her çocuk Cin çukuru ruhuyla büyür diyebilirim. Ayrıca benimde büyüdüğüm ve çocukluğumun geçtiği mahalle 17 Eylül. Eskiden kalan gelenek olarak meydan civarında belli başlı herkesin takıldığı mekanlar vardır. Oralarda toplanılır maça beraber gidilir. Ayrıca bütün Bandırma ve Türkiye’de ünlü Livatya’da toplanılır, maç sonucu iyiyse alem yapılır,  kötüyse de eski güzel günler yad edilir. Şehir dışına gelecek olursam, üniversite için Ankara’ya taşındıktan sonra tabii ki de tribünden uzak kaldım ama Bandırmaspor, Ankara ve çevresine geldiği sürece maçlara gitmeye çalıştım. Onun dışında takımımıza ve şehrimize delicesine bağlı olduğumuz için kulüp ürünlerimizi 7/24 kullanırım.

Melis Keskin: Bandırma bir şehirden çok daha fazlası benim için. Gittiğim yerlerden özlemle erken dönmeme sebep olan bir memleket. Bandırmaspor ise her gittiğim yere taşıdığım bir parçam gibi.  Çünkü Bandırma dışında olduğum zamanlarda da ekran karşısında maçı izlemeden duramam. Ve çevremi buna bazen mecbur bıraktığım da oluyor. Ama mecburiyet bir süre sonra onlarda da isteğe dönmüştür. Üniversitelilerin oluşturduğu taraftar gruplarımız var. Maç günü ritüellerimize gelelim. Maç günü bizde o gün başlamaz. Günler öncesinden paylaşımlar yapılır. Heyecanlı bekleyiş başlar. Hatta bazı maçlarda bu aylar öncesinden de başlıyor. Bazen konvoylarla besteler eşliğinde gidilir stada. Bazen futbolcularımızla beraber tesislerden gelindiği olur. Stadyumda yine aynı şekilde coşkuyla bekleyen bir kalabalık vardır. Ben o gün hangi formayı giyeceğimi seçer, dua ede ede, beste söyleye söyleye giderim. Her golden sonrada küçük bir şükür duam vardır.

Sefa: Bandırmaspor maçları, yaşadığımız şehrin takımı olması da nedeniyle, hafta içi yaşadığımız gerek iş stresi gerekse okul stresinden uzaklaştığımız bir faaliyet haline gelmektedir. Maç günleri ayrı bir heyecan ayrı bir zevk veriyor. Bandırma sahil şehri olduğu için, maç öncesi sahilde arkadaş grupları ile maç saatini beklerken sohbet ve eğlenceler paha biçilemez hale gelebiliyor.

Kahraman Erbay: Bandırmaspor bizler için çok şey ifade ediyor. Bandırma aslında çok önemli, en güzel memlekettir benim için. Tabii herkesin memleketi kendine güzeldir, orası ayrı. Bandırmaspor bu şehrin en önemli markasıdır, en önemli oluşumudur. Bandırmayı en güzel, en doğru şekilde ifade eden en önemli değerdir benim gözümde. Evet birkaç taraftar  grubu var, hepsinin amacı ortak, Bandırmaspor’dur. Bizler de Liseli Kroniklerin kurucusuyuzdur. Bundan 10 sene önce kurmuştuk, üç arkadaş. Ben liseyi Bandırma dışında okumama rağmen maç kaçırmamaya çalışırdım. Maç öncesi genelde çarşıda buluşuruz, bu genelde L iskele olur veya meydanda. Daha sonra arkadaşlarımızla maça beraber çıkarız. Her maç olmasa da genelde böyle yaparız. Bandırma dışında taraftarlığı  nasıl yaşandığını en iyi bilenlerden ve yaşayanlardanımdır. Liseyi Eskişehir’de okumama rağmen hafta sonu her maça gelirdim. İç saha/deplasman kaçırmamaya çalışırdım. Okulda yurtta arkadaşlarım hafta içi çarşıya çıkıp eğlenirdi. Ben para harcamamak için çıkmazdım, çünkü yol parası biriktirip Bandırmaspor için Bandırma’ya gelirdim veya deplasmana giderdim.

  • Bandırmaspor, profesyonel liglerde mücadele eden ilk ilçe takımı. Türkiye Kupası’nda da yarı finale kadar geldiği bir sezon var. Sonrasında her ne kadar Amatör Lig’e düşse de taraftarlarını yine mutlu etmeyi başardı ve şu an 1. Lig’de. Siz bu sezonu nasıl yorumluyorsunuz? Yapılan hoca değişikliği ile önümüzdeki sezondan beklentiniz nedir?

Yağmur Akbulut:  Öncelikle bir ilçe takımı olarak bu konumda olmak, başlı başına bir başarıdır. İl takımlarıyla ve büyük bütçelere karşı, mütevazı bir bütçe ile bu noktaya gelmek bizim için en büyük şampiyonluklara bedeldir. Hoca değişikliğini doğru bulmakla birlikte, yeni sezon için umutlu ve heyecanlıyım.

Burak Yavaş: Yapılan hoca değişikliği ile ilgili yeni sezona dair düşüncelerim; genç ve dinamik bir takıma sahip olmak ve göze hoş gelen futbol anlayışı ve ligde kalmak diyebilirim.

Kerem Erkan: Bandırma dışında insanlar takım hakkında bilgi sahibi olamayabiliyor fakat Bandırmaspor’un ilk ilçe takımı olması vesaire gerekli yerlerde bilgileri vermeye çalışıyorum. Takımımızı her yerde, her zaman desteklemeye çalışıyorum. Türkiye Kupası’nda yarı final oynadığı sezon çok eskilere dayanıyor, yaşım gereği sadece eski gazete küpürlerinden okuduğumu biliyorum. Ama Bandırmaspor her zaman, pozisyon ne olursa olsun coşkulu futbol oynar. Son olarak önümüzdeki sezondan umutluyum, 1. Lig’de kalıcı olmamız lazım ilk etapta ki Süper Lig yolunda sağlam hedefler çizebilelim.

Buğra Balaban: Evet,  2010’lara kadar 3. Lig ve amatör arasında geçti benim takip ettiğim yıllar. Akabinde Ali Kafadar’ın simgeleştiği birkaç sezonla 2. Lig dönemi başladı, 2016-17’de de tek sezonluk 1. Lig heyecanı vardı. Birkaç sezonluk aranın ardından bu sezon yeniden 1. Lig’de geçti. Yeni yönetimle beraber dinamik bir hava yakaladı kulüp. Geçmişte pek hatırlamadığım forma hikayeleri olsun, transfer videoları olsun, önceki yaz renkli geçti. Öte yandan o kadar transfer yapılmışken takımın oturmasının zaman alacağını bekliyordum, öyle de oldu. Sezon ortası Erkan Sözeri’nin gelişiyle daha ne oynadığını bilen bir yapıdaydı takım, savunma defoları aşikar olsa da ligde kalmayı başardı. Önümüzdeki sezon Sözeri’yle devam etmeme kararı beni biraz şaşırttı ama içeride neler konuşuldu bilemiyorum tabii. Açıkçası 1. Lig’den memnunum ben, Süper Lig büyük bir okyanus, ilk etapta 1. Lig’i alışkanlık haline getirmesi beni tatmin eder Bandırmaspor’un.

Melis Keskin: Gönül isterdi tabii ki play-off oynayalım,  şampiyonluk yarışında biz de olalım. Ama bu sezon bence bir çok haksızlığa rağmen yine de Bandırmaspor büyüktür demeyi başardık. Hakkımızın yendiği birçok nokta oluyor ama biz cevabımızı her zaman sahada veriyoruz. Önümüzdeki sezonun çok daha iyi geçeceğini düşünüyorum. Yeni sezonda başarılar diliyorum.

Sefa: Bandırmaspor öncelikle hak ettiği yerde diyebiliriz. Bence başarılı bir yönetim hem futbolculara hem de şehre ayrı bir hava katıyor. Gelecek sene için daha genç bir kadro ile daha çok mücadele eden bir takım oluşturulursa play-off iddiamız olabileceğini düşünüyorum.

Kahraman Erbay: Evet kupada yarı finalimiz var, abilerimizden büyüklerimizden hep dinlerdik o güzel anıları. Amatörden beri takımı yakından takip edip destekleyen biri olarak, Bandırmaspor yıllarca hep bir üst ligi hedeflemiştir 3. Ligden 2. Lige… 2. Lig’in korkulan, dişli takımıydı yıllarca. 16-17 sezonunda, benim de kulüpte stajyerlik görevini yaptığım sezon, PTT 1. Lig’de mücadele etmiştik fakat bir puanla ne yazık ki çıktığımız gibi tekrar düştük 2. Lig’e. Ve bu sene çok iyi bir başkan ve yönetim kuruluyla tekrar çıktığımız PTT 1. Lig’de kalmayı başardık. İlk sene  yeni çıkmış bir takımın ligde kalması bence başarıdır. Play-off’u zorladığı da doğrudur. Ben Erkan Hoca’nın önümüzde ki sene de görevinde devam edeceğini düşünüyordum. Şaşırdım ayrılmasına, tabii yönetimimizin vardır bir bildiği diyerek yeni gelen hocanın da başarılı olacağına inanıyorum.

  • Bandırmaspor, Bandırma’nın liman ve sanayi kenti olması dolayısıyla, konumundan sizce yeteri kadar faydalanıyor mu? Kulübün zaman zaman destek kampanyaları düzenlediğini görüyoruz. Belediye Başkanı Tolga Tosun’un da bu sene pandemi nedeniyle Kuş Cenneti Kültür ve Turizm Festivali yapılmadığı için sponsorlardan Bandırmaspor’a destek olmalarını isteyeceği yönünde bir açıklaması oldu. Siz bir taraftar olarak bu destek kampanyalarından yeterli verimin alındığını düşünüyor musunuz? Bandırmaspor için neler yapılabilir?

Yağmur Akbulut:  Konumundan yeteri kadar faydalanıldığını düşünmüyorum. Güçlü rakiplerle mücadele için ek bütçeye ve desteğe ihtiyaç olduğu aşikardır. Keşke bu destekler büyük markalar ve şirketler tarafından sağlanılsa ve Bandırmaspor’u en üst yerlerde görebilsek.

Burak Yavaş: Genel olarak kampanyaları verimli buluyorum. Bandırmaspor için forma, atkı ve benzeri ürünler alınabilir. Stadyumlara seyirci alımı başladığında maçlara giderek destek olunabilir.
Kerem Erkan:
Bandırma, limanıyla ve diğer ulaşım imkanlarıyla, gerekse sanayisiyle ve hizmet sektörüyle Güney Marmara’nın Bursa’dan sonra en gelişmiş kenti. Son dönemde başarının gelmesiyle firmalar daha fazla destek olmaya başladı. Bunda başkanımız Onur Göçmez ve ekibinin, kulübü kurumsal bir yapıya dönüştürmüş olmasının çok büyük etkisi var. Belediyemizin imkanlar dahilinde yardım ettiğini düşünüyorum. Merkezde bulunan otoparkların daha verimli bir şekilde kullanılması için yeni projeler geliştirilmesi gerektiği kanaatindeyim.

Buğra Balaban: Çok detaya hakim değilim, uzaktan saha içini takip edebiliyorum sadece ama ben bu destek kampanyası konseptine çok ısınamıyorum futbolda genel olarak. Koca kulüpler de olsa Bandırmaspor gibi görece kendi yağında kavrulan takımlar da olsa kendi ekonomisini bir şekilde yaratmak zorunda bu takımlar. 60 dakikayı çıkaramayan Lacina Traore gibi transferlere harcanacaksa o paralar çok sürdürülebilir gelmiyor bana.

Melis Keskin: Takımımıza her koşulda her şekilde destek olmaya çalışıyoruz. Fakat ben elini taşın altına koyması gerekenlerin daha çok olduğunu düşünüyorum. Bandırma’dan tabiri caizse “ekmek yiyen” her iş insanının veya yöneticinin Bandırma’nın yanında , arkasında olması gerekli. İyi günde değil, her zaman destek görmek isteriz. Belediye Başkanımız Tolga Tolsun’a sizin aracılığınızla teşekkürlerimi sunarım. Onun her zaman yanımızda olduğunu hissediyoruz.  Şehrine ve takımına sahip çıkan bir yönetici. 

Sefa: Şehrin önde gelen sanayi şirketlerinden bildiğimiz kadarıyla çok fazla bir kaynak gelmiyor. Küçük esnafın yaptığı yardımlar her ne kadar önemli olsa da yeterli olacağını düşünmüyorum.

Kahraman Erbay: Bandırma gerçekten özel ve çok önemli bir konuma sahip. Bir sürü sanayi kuruluşunu ve çok önemli fabrikaları bünyesinde bulunduran bir şehir. Fakat yıllardır Bandırmaspor’un kanayan yarasıdır bence yardım görememesi. Bir sürü şirket/firma yardım etse çok daha güzel yerlerde olabilirdi Bandırmaspor. Belediye Başkanı Sayın Tolga Tosun’un  elinden geldiğince yardım ettiğini düşünüyorum, umarım destekleri devam eder. Bandırma’dan ekmek yiyen firmalar, fabrikalar, şirketler umarım bu şehrin en önemli değeri olan Bandırmaspor’a desteklerini verirler.

  • Kroniklerin simgelerinden Metin Çokgezenler’in, namıdiğer Beter, Gümüşhane deplasmanında geçirdiği rahatsızlık sonucu vefatı tüm Bandırma halkını üzmüştü. Bandırmaspor’a emek veren, efsaneleşmesi gerekir dediğiniz başka isimler var mı? Taraftar gruplarını daha yakından tanımak adına paylaşmak istediğiniz tribün anılarınız mevcut mu?

Yağmur Akbulut: Efsaneleşmesi gereken isim var mı bilmiyorum. Üniversite için Bandırma’dan ayrıldıktan sonra maçlara gidemedim. Ancak hatırladığım lise sonda dersi bırakıp hocamızla beraber lig yükselme maçını izlemeye gitmiştik. Galibiyetle birlikte yediğimiz Bandırma’nın enfes sokak lezzetlerinden olan sokak lahmacunu sanırım en lezzetlisiydi.

Burak Yavaş: Beter, tribünlerin renkli simalarından biriydi. Her zaman Bandırma aşkıyla hareket ederdi. Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun. 2012 yılından beri süre gelerek, Fethiyespor takımı ve taraftar grubu ile dostluğumuz sürmektedir. Onlar Bandırma’ya geldiğinde maç günü sabahında ortak etkinlikler düzenlenir. Şehir gezdirilir. Stadyumda da ortak tezahüratlar yapılır. 

Kerem Erkan: Beter, herkesin sevdiği ve saydığı bir isimdi. Şehrin neşesiydi diyebilirim. Beter abimiz ve yol arkadaşı Ciguli (köpeği) hala hafızalarımızda. Deplasman olsun evdeki maçlar olsun her zaman takımın yanında olmuştu. Kaybettiğimiz için üzgünüz, mekanı cennet olsun. Ayrıca Onur Göçmez başkanımızın gerçek anlamda Bandırmaspor’a sportif başarıdan daha çok vizyon kattığını düşünüyorum.  Diğer Anadolu takımları gibi, Bandırmaspor da iyi yönetilmeyen süreçlerden geçti. Bakkal hesabıyla kulüp yönetilen zamanlardan sosyal medyasıyla, taraftarıyla, transferleriyle, kulüp yönetimiyle komple bir yapı oluşturuldu. Son olarak, 2015 yılıydı, 2. Lig play-off yarı finalde rakibimiz İnegölspor’du. İlk maçı kendi evlerinde 1-0 kazanmışlardı. Evimizde çok iyi oynayıp bir türlü kazanamadığımız maçtı. Maç bitişinde üzüntünün etkisiyle bir takım olaylar çıkmıştı. Taraftar olarak yıkılmıştık adeta. Çünkü uzun yıllar final ve finaller oynayıp çıkamamıştık.

Melis Keskin: Sadece kroniklerin simgesi değil şehrimiz için önemli bir isimdi.  Yine sizin aracılığınızla Allah’tan rahmet diliyorum. Şehrimizin başı sağ olsun. Evet benim de unutulmaz bir anım var.  Bandırma’da Sakaryaspor’u konuk ettiğimiz bir maçtı. Stadyumda adım atacak yer yoktu. İlk  yarının bitmesine yakın bir gol attık. O anın sevinciyle arkadaşıma sarılıyorum falan birden bacağımda bir yanma hissettim. Herkes sevinmeye devam ederken ben oturdum ve bacağıma torpil denk geldiğini fark ettim. Arkadaşımdan ve çevreden yardım istemeye çalışıyorum ama o ambiyansta kimse anlamadı tabii. Golün sevinci biraz azaldığında beni fark ettiler. Bütün stadyum “ambulans ambulans” diye bağırmaya başladı.  Ben ambulansla hastaneye götürüldüm. İlk müdahale yapıldı. Çok önemli bir şey olmadığı, arada kontrole gitmem gerektiği söylendi. Benim hala aklım maçtaydı tabii ki. Dönmek istedim. Doktorum izin vermedi maalesef. Biz o maçı 3-0 kazandık. Benim en büyük ilacım da bu olmuştu.

Sefa: Bandırmalı Beter, herkese yeter…

Kahraman Erbay: Beter abiyi tüm Bandırma, tüm Bandırmasporlular çok severdi. Kendi halinde bir hayatı vardı ve Bandırmaspor’u gerçekten severdi. Onunla bir çok deplasman yapmışızdır. Onun ölümü hepimizi derinden üzmüştür. Bandırmaspor aşkı peşindeyken deplasmanda ölmesi daha fazla üzmüştür, onu asla unutmayacak bu şehir.  Bandırmasporlu olup vefat eden herkesi rahmetle anıyorum. Birçok anımız var. 2010’da deplasmanda 3-0 Balıkesir’i yendiğimiz maçtan bir anı anlatayım. Maç bitmeden polis bizi deplasman tribününden çıkartmaya çalıştı bizler de üç-dört kere art arda İstiklal Marşı’nı okumuştuk. İstiklal Marşı’nı okuyunca mecbur polisler de katılıyor selam veriyor ve bize dokunamıyorlardı. Daha sonra otobüslere binmiştik ve en güzel, en keyifli dönüştü Bandırma’ya. Maça gelemeyenler bizi karşılamıştı Cumhuriyet Meydanı’nda, galibiyeti doyasıya kutlamıştık.

  • Balıkesirspor ile ezeli bir rekabet söz konusu. Bu rekabetin ana kaynağı Balıkesirli olmayı reddedip 10,5 olarak anılmak istenilmesi mi? Yoksa başka bir sebep var mı?

Yağmur Akbulut:  Bu olay sanırım Bandırmaspor’un Balıkesirspor’dan önce kurulması ile alakalı diye biliyorum. İl takımı dahi yokken ilçe takımının kurulup lige çıkmasını Balıkesirliler istememiş ve o zamandan beri onlar bizi, biz onları istemeyerek böyle yaşayıp gidiyoruz. Bir başka sebep de -genel görüş olan- Bandırma’nın Balıkesir’e göre daha gelişmiş ve konumundan dolayı üstün olması sebebiyle kendimize Balıkesirli demeyi içimize sindiremememizdir diye düşünüyorum.

Burak Yavaş: Ülkemizde birbirine yakın olan çoğu kulüp arasında ezeli rekabet bulunmaktadır. Bunun sebebi bölgede birinci takım olma çabasıdır. Birbirine yakın olan iki bölge arasındaki müsabakalara mesafe yakın olduğu için deplasmanlara çok sayıda futbolsever gidebilmektedir. Bu nedenle tribünlerde sahada olan mücadeleden daha fazlası oluşabilmektedir. Bu da futbolun güzel yanlarından birisidir.

Kerem Erkan: Balıkesir ile ezeli rekabet eskilerden gelmekte. Bunda Bandırmaspor’un,  Balıkesir’den  önce kurulmuş olması ve ilk sezon maçlarını Balıkesir’de oynamış olmasının da büyük etkisi var. Sosyo-kültürel farklılıkları da düşünmek gerekiyor. Bandırma’nın hızlı gelişmesi ve il olmak istemesi vesaire rekabeti kızıştıran saha dışı etmenler. Onun dışında ezeli rekabetin daha sportmen havada yürümesi iki takım için de iyi olacaktır diye düşünüyorum.

Melis Keskin:  Bu soruya şöyle bir cevap vereyim, iki takım arasında oynanan 36 maçta Bandırmaspor 14, Balıkesirspor 9 galibiyet almıştır. 13 maç ise beraberlikle sonuçlanmıştır. Ayrıca 10,5, 10’dan büyüktür. Bordomuz yeter!

Sefa: Başka bir sebep olduğunu düşünmüyorum.

Kahraman Erbay: Evet ezeli rekabet yıllardır var ve hep de olacaktır. Ana kaynağı şöyle söyleyebilirim: Bandırmaspor 1966’da kurulmuştur yani Balıkesirspor’dan 1 yıl önce. O zaman kural gereği Bandırma ilçe olduğu için maçlarını Balıkesir’de oynuyormuş. Bandırma kiminle oynasa Balıkesirliler ilçesini değil Bandırmaspor’un rakibini destekliyorlarmış. O zamanlardan gelen rekabet, hırs hep devam etmiş. 10,5 dik duruşluluktur, ben Bandırmalıyım demektir. Haksızlığa, adaletsizliğe başkaldırmaktır. Bandırma’ya yıllardır il yapacağız sizi diye siyasiler gelip meydanlarda hep söz vermişler ama hiçbiri sözlerinde durmamışlar. Bandırma il olmayı her açıdan hak eden ilçeler arasındadır. Bu yüzden de 10,5’u benimsemiştir tüm Bandırmalılar.

  • Rekabetten bahsetmişken, dostluğa değinmeden olmaz. Gelelim Bandırmaspor-Fethiyespor dostluğuna. 2012 yılında 2. Lig Kırmızı Grup’ta her iki takım da 53 puanda iken karşılaşma dostluk mesajları ile beklendi. Hatta iki takım anısına ortak bir kaşkol dahi hazırlanmış. Böyle kritik maçların bu kadar dostane ortamlarda geçmesine alışık değiliz. Bu dostluk neye dayanıyor?

Yağmır Akbulut: Fethiyespor bizimle aynı kaderi paylaştığı için yakınlık kurulduğunu söyleyebilirim.

Burak Yavaş: Bu dostluk iki şehrin benzer özellikleri taşımasından dolayı olabilir. İki takımın rekabet ettiği takımların ortak olması buna sebebiyet veriyor olabilir.

Kerem Erkan: Fethiye’yle uzun süredir dostluk havası hakim. Bunda şehirlerimizin benziyor oluşunun etkisi var diye düşünüyorum. 2019’da Fethiye’yle düşme-kalma maçı oynadık. Kim yenilirse o düşecekti. Maç  90. Dakika 1-1 giderken uzatmalarda Batuhan Karadeniz’in golüyle ligde kaldık, Fethiyespor ise veda etti. Birimiz sevindik birimiz üzüldük ama maçın sonunda yine duygularımızı paylaştık.

Buğra Balaban: “Valiliği olmayan vilayetler” gibi bir ortak noktada buluşmuştu tribün grupları o dönem. Fethiye taraftarı şehre geldiğinde meydanda buluşup beraber yemekler yenmiş, dostane bir havada maça geçilmişti. Bazı medya kuruluşlarında bu durum haber olunca da futbol gündemine taşınmıştı. O dönemden beri de kalıcı oldu bu dostluk rüzgarı.

Sefa: Futbol genel olarak eğlence üzerine kurulmuş bir spor dalıdır. Günümüz futbolunda ne yazık ki araya başka şeyler giriyor. İki kulübün taraftarları arasında yaşanmış, tüm Türkiye’nin de şahit olduğu bir dostluk söz konusu. Bozulmaması dileğiyle…

Kahraman Erbay: Fethiye ile dostluğun ilk tohumları yanlış hatırlamıyorsam Bandırma’da bir maçta atıldı. Fethiye’yle Bandırma çok benzer şehirler. Onlar da illerinden çok daha gelişmiş, çok daha tanınan, zaten ülkenin en önemli yazlık yerlerinden biridir. Onların da il olma beklentileri, taraftarlarının aynı Bandırmaspor taraftarları gibi takımlarına bağlılığı, saygılı insanlar olması kardeşliği pekiştirdi. Ben de yıllar önce bir Fethiye deplasmanına gitmiştim. Tabii sadece adı deplasman. Gerçekten o kadar güzel bizleri ağırladılar ki hiç yabancılık çekmedik, kendimizi evimizde hissetmiştik. İki sezon önce Fethiyespor’la kendi sahamızda düşme kalma maçı oynadık. Ligde kalmaları için beraberlik onlara yetiyordu bizimse ligde kalabilmek için galip gelmemiz gerekiyordu ancak bu durumda Fethiyespor ligden düşecekti. 90+6’da Batuhan Karadeniz’in golüyle 3-2 kazanmıştık. Bir yandan ligde kaldığımız için sevinmiştik ama Fethiye düştüğü için üzülmüştük. Fethiyespor’a da buradan başarılar dilerim.

  • Son olarak sizin yönetime, takıma, taraftarlara dair olumlu veya olumsuz eleştirileriniz nelerdir? Değinmek istediğiniz başka noktalar var mı?

Yağmur Akbulut:  Herhangi bir olumsuz eleştirim olmamakla birlikte, mevcut yönetimi desteklemekteyim. Bandırmaspor’u yukarıya taşıyacaklarsa, mevcut yönetim ve Onur Göçmez’in taşıyacağını düşünüyorum. Onların olması Bandırmaspor için büyük şans diyebilirim.

Burak Yavaş:  Mevcut yönetimimizin gerek mali gerek sportif anlamda takımımızı iyi yönettiğini düşünüyorum. Taraftarlarımız her zaman her yerde bu takımı yalnız bırakmamıştır. Taraftarımız Van’a giderek Türkiyenin en uzak deplasmanını gerçekleştirmiştir. Son olarak stadımızın restore edilmesini veya yenisinin yapılması gerektiğini bir taraftar olarak söyleyebilirim.

Kerem Erkan :  Takım yönetim olarak iyi yönetiliyor. Sağ olsun başkanımız, takımımıza artı değerler katmış durumda. Bandırmaspor taraftarları  iyi gün taraftarı da olmamıştır, takım amatördeyken dahi deplasmanlara gitmesiyle ünlüdür. İnşallah birlik beraberlik içinde 1. Lig’in dişli ekiplerinden biri oluruz ve sonraki yıllarda Süper Lig’e çıkarız.

Buğra Balaban: Sosyal medya kampanyaları, transfer videoları ve şehri birleştirme çabalarını olumlu buluyorum mevcut yönetimin. Takip etme iştahı yaratıyor benim gibi “yarım porsiyon” taraftarlar için. Öte yandan, taraftarın bazen çok erken kazan kaldırdığına rastlıyorum sosyal medyada. 1. Lig’den düştüğümüz sezon dört teknik direktör değişmişti, bu sezon da iki hocayla yollar ayrıldı. Daha istikrarlı, orta vadeli planlar görebiliriz bundan sonra umarım. Gerçi bu sadece Bandırmaspor’un değil, ülke futbolunun ana meselesi zaten.

Melis Keskin: Bandırmaspor Türkiye profesyonel liglerinde mücadele eden ilk ilçe takımıdır, hatırlatmak isterim. Sadece daha çok sahip çıkılması gerektiğini söyleyebilirim. Büyük bir camiadır. Göz ardı edilmemelidir. Onur  Göçmez başkanımızı başarılı buluyorum. Onun yönetiminde nice zaferler alabilmeyi diliyorum.

Sefa: Yönetimi başarılı buluyorum, bundan önceki yönetimler çok amatör bir şekilde yönettiler kulübü. 1. Lig’de’yiz ve kurumsal bir kulüp olma yolunda devam etmeliyiz. Şu anki yönetim bunun bilincinde.

Kahraman  Erbay: Onur Göçmez başkanlığında yönetimimizden gerçekten memnunum. Ben Spor Yöneticiliği mezunuyum. Profesyonel kulüp yönetiminin nasıl olacağını bu yönetim Bandırma’ya gösteriyor. Başarılarının devamını dilerim, umarım uzun yıllar devam ederler. Yeni sezonda yeni kuralacak bir takım olacak umarım başarılı oluruz ve bir daha hiç 2. Lig’e dönmeyiz. Bu ligde birkaç yıl durup daha sonra Süper Lig’i hedefleriz. Yeni sezonda şimdiden Bandırmaspor’a başarılar dilerim. Tribünlerimizde yıllardır hep aynı simalar, aynı isimler var. Umarım Bandırmaspor tribünleri daha da büyür ve daha da gelişir. Bu röportaj için sizlere teşekkür ederim. Sizlere de başarılar dilerim.

Bir Cevap Yazın