
Ragbide erkekler Dünya Kupası sezonu Kuzey Yarımküre’nin en önemli turnuvası Six Nations ile başlarken, Galler’in üzerinde kara bulutlar dolaşmaya devam ediyor.
2023 ragbi için pek çok açıdan kayda değer bir yıl. Öncelikle ragbinin ortaya çıkışının 200. yılı, meşhur rivayete göre Warwickshire’daki Rugby School’un öğrencisi William Webb Ellis, futbol oynadıkları esnada topu eline alıp koşmaya 1823 yılında karar vermiş. Aynı zamanda bu yıl erkeklerde Dünya Kupası yılı, takımlar da Dünya Kupası’na koç değişiklikleri ve bir öncekine kıyasla yenilenen kadrolarıyla hazırlanıyorlar. Bütün bunlarla birlikte yılın milli takımlarda ilk büyük etkinliği olan, Kuzey Yarımküre’nin en önemli ragbi turnuvası Six Nations başlarken aslında niyetim bütün takımları mercek altına alan bir turnuva rehberi hazırlamaktı. Ancak Galler ragbisi etrafında bir süredir devam eden yoğun tartışmalar, son Dünya Kupası yarı finalisti üzerine özel olarak düşünmeyi gerekli kılıyor.
Galler 2019’da Ragbi Dünya Kupası’nda yarı final oynadıktan sonra 12 yıllık koçu Warren Gatland’in görevden ayrılmasının ardından yola Yeni Zelandalı Wayne Pivac’la devam etti. Aslında 2021’de kazanılan Six Nations zaferi aşının tuttuğu umutlarını verse de geçtiğimiz yıl üst üste alınan kötü sonuçlar, İtalya ve Gürcistan karşısındaki mağlubiyetler ve yaklaşan Dünya Kupası öncesi formsuzluk Pivac’ın yerini tekrar Warren Gatland’e bırakmasına yol açtı. Böylelikle üst üste dördüncü kez Galler’i bir Dünya Kupası’na Gatland götürecek. Ancak Galler ragbisinin sorunları, yalnızca koç değişimiyle çözülemeyecek kadar derinde.
Profesyonellik, Bölgeler ve Kulüpler
1980’ler’in sonu ile 1990’ların başında, bütün dünyada devam etmekte olan trendi takip eden Galler ragbisi profesyonelleşmeye geçişin ilk adımlarını atmaya başladı. Bu, Galler milli takımının bu dönemde aldığı kötü sonuçlara karşı yapılan bir değişiklikti ve kulüpler bazında meyvesi de 2000’lerin başında getirilen bölge sistemi oldu. Kulüp takımlarının giderek azalan seyirci sayıları ve milli takımla kopan bağlarına Galler Ragbi Federasyonu’nun getirdiği çözüm, kulüpleri beş bölge altında birleştirmek ve bu beş takıma yatırım yapmak oldu.
Avrupa kulüp ragbisinin giderek daha fazla neoliberalleştiği bu dönemde, Şampiyonlar Kupası maaş üst sınırları artarken ve alışılmadık ücretlerle transferler yapılırken Galler ekipleri de bu modele uyum sağlayarak özellikle Pro12 liginde geçmişe kıyasla biraz daha başarılı sonuçlar elde etmeye başladılar. Fakat beklenen seyirci ve televizyon geliri artışı, takım sayısının azalması nedeniyle hayata geçmedi. Öyle ki, kurulan beş bölgesel takımdan biri olan Celtic Warriors yalnızca bir yıl dayanabildi ve ardından kapatıldı. Başarı da istenen düzeyde değildi, örneğin Avrupa Şampiyonlar Kupası’nda hiçbir Galler takımı bu süreçte final göremedi.
Galler Ragbi Federasyonu, yaklaşık bir yıl önce takım sayısını dörtten üçe indirmeyi tartışmaya başladı. Bu süreçte dört takım ve federasyon arasındaki tartışmaları domine eden konuysa, bir süredir oyuncu sözleşmelerinin yenilenememesine ilişkindi. Aylar süren görüşmelerin sonuçsuz kalmasıyla kulüplerin bir sonraki sezon bütçeleri üzerinde oluşan belirsizlik, ragbi oyuncularının kontratlarını kaybetme riskiyle karşı karşıya kalmasına yol açtı. En sonunda, Aralık başında kulüpler ve federasyon arasında altı yıllık bir plan üzerinde anlaşmaya varılsa da Galler’de ragbinin finansal durumu üzerinde kara bulutlar dolaşmaya devam edecek gibi görünüyor. Zira emekteki güvencesizlik ve bölge sisteminin yerel kulüpleri mali sıkıntılara ve taraftar ilgisizliğine itmesi, bu soruna daha da kökten bir yanıtın verilmesi gerekliliğini kaçınılmaz kılıyor. Bu esnada Galler kadın milli ragbi takımı oyuncularının geçtiğimiz yıl ilk kez profesyonel sözleşmeler imzaladıklarını ve ardından Six Nations’ta üçüncü olarak 13 yıl sonra en iyi sonuçlarını aldıklarını belirtmekte fayda var.
Pahalı Stadyumlar, Boş Koltuklar

Ragbi, Galler’in en popüler sporu. En azından bir zamanlar öyleydi. Galler geçtiğimiz Dünya Kupası için eleme yolculuğuna çıktığından ve 64 yıl aradan sonra kupaya döndüğünden bu yana futbol ragbinin önüne geçmiş durumda. Ancak bunun tek sebebinin sahadaki başarı olduğu söylenemez. Birkaç başka etmen de bu değişimde önemli rol oynuyor, hatta bunlardan biri de sahanın kendisi. Milli takım maçlarının oynandığı Millennium Stadium, inşa edildiği 1999’dan beri Galler’de spor yoluyla soylulaştırmanın mabedi.
1969’da inşa edilen ve 1997’ye kadar Galler ragbi milli takımının maçlarına ev sahipliği yapan National Stadium, Millennium Stadium’un inşaatı için yıkıldı. Bunu aynı zamanda Britanya’da, 1980’lerde Margaret Thatcher başbakanlığındaki Muhafazakâr Parti hükümeti döneminde başlayan stadyum inşaatları trendinin bir parçası olarak düşünmek mümkün. Bu dönemde hız kazanan özelleştirme politikalarına genel grevlerle direnen işçi sınıfının sosyalleşme ve bir araya gelme alanlarının en önemlilerinden sporun mekânları, devlet ve sermaye iş birliğiyle radikal bir dönüşümden geçti. Tribünlerdeki koltuk sayıları azaltıldı, güvenlik güçlerine daha çok alan açıldı ve stadyumlarda bir araya gelinebilecek alanların yerini zincir mağazalar, fast food lokantaları ve barlar aldı.
Bütün bu sürecin sonunda Galler erkek milli ragbi takımı 80.000 kişilik bir stadyuma kavuşurken seyirci kitlesinin önemli bir kısmından oldu. Yeni inşa edilen Millennium Stadium da en sonunda sponsor ismi alarak Principality Stadium’a dönüştü ve soylulaştırma daha da üst bir seviyeye ulaştı. Artan bilet fiyatlarının ragbi maçlarına gitmeyi alt sınıflardan birçok insan için neredeyse imkânsız hale getirmesinin daha geniş politik sonuçları da oldu. Örneğin bir zamanlar Galler milliyetçiliğinin dışavurumunun en önemli merkezlerinden biri -özellikle İngiltere’ye karşı oynanan- ragbi maçlarıyken artık bunun odak noktası futbola kaymış durumda. Öte yandan Galler Futbol Federasyonu’nun özellikle son dönemde işçi sınıfına dönük organizasyonlara ağırlık vermesi ve milli takım seviyesindeki turnuvalarda ülkenin toplumsal mücadeleler tarihine yaptığı atıflar, Ragbi Federasyonu’nun giderek taraftarlarla arasına koyduğu mesafeyle kıyaslandığında büyük bir tezat sergiliyor. Bu böyle devam ettiği takdirde ragbinin taraftar kitlesinin hem kulüpler hem de milli takımlar seviyesinde daha da büyük bir erozyona uğrayacağını düşünmek yanlış olmaz.
Cinsiyetçilik, Irkçılık, Ayrımcılık

Galler ragbisine ilişkin bu genel görünümün son maddesinin temelinde biraz daha güncel bir haber yatıyor. Ocak ayının son haftasında BBC Wales’ta yayınlanan bir araştırma, Galler Ragbi Federasyonu’nda cinsiyetçiliğin, homofobinin ve ırkçılığın kökleşmiş olduğunu gösterdi. Galler kadın ragbi takımlarının başında olan ve geçtiğimiz yıl federasyondan ayrılan Charlotte Wathan, haberde bir yöneticisinin bir toplantı esnasında ona “tecavüz etmek” istediğini söylediğini ve bununla ilgili hiçbir yaptırımla karşılaşmadığını anlattı. Bir başka kadın federasyon çalışanı ise iş yerindeki ataerkil ortamın mental sağlığı üzerindeki olumsuz etkisini, neredeyse intiharın eşiğine geldiğini anlatarak açıkladı.
2007’den beri -üç yıllık bir aranın dışında- Galler erkek ragbi milli takımının başında olan Warren Gatland’ın ise bu haber karşısında, “Bunun hakkında basında pek fazla bir şey okumadım. Her hikâyenin iki tarafı vardır umarım bu haberde de iki tarafın görüşleri de doğru şekilde temsil edilir” diyerek uzun yıllar çalıştığı kurumdaki sistemik bir soruna yönelik sümenaltı eden tavrıyla tepki topladı.
Bütün bunlar yerel kulüplerin, dört bölgenin ve çeşitli kurumların tepkilerini topladı. Örneğin Galler milliyetçisi parti Plaid Cymru, birçok yerel takım, Oyuncular Sendikası ve dört bölge takımının çağrısına katılarak federasyon CEO’sunun istifasını istedi. Bütün bunların sonunda CEO Steve Philips istifa ederken geçici olarak yerine gelen Nigel Walker ilk iş olarak resmi bir özür diledi. Ancak bu sorunun giderilmesi daha bütüncül bir dönüşümü gerektiriyor. 2021’de de Galler Ragbi Federasyonu içinde kadınların ve LGBTİQ+’ların karşılaştığı ayrımcılıkla ilgili bir rapor hazırlanmış, ancak federasyon raporun tamamını kamuoyuna açıklamayı reddetmişti. BBC Wales’ın haberi için bazı kısımlarına ulaşabildiği bu raporda cinsiyetçilik, homofobi ve ayrımcılığın oyuncusundan çalışanına Galler ragbisinde baştan sona etkili olduğu anlaşılıyor. Eğer Galler ragbisi ilerlemek istiyorsa bu konuda köklü bir dönüşüm şart.
Galler bütün bu meselelerin gölgesi altında erkekler Dünya Kupası sezonuna Six Nations ile başlıyor. İlk hafta, Fransa ile birlikte dünyanın en formda iki takımından biri olan İrlanda’yla Cardiff’te karşı karşıya gelecekler. Galler’in erkek milli takımı gittikçe yaşlanan bir takım, bu yılki kadrodan 10 isim milli formayı 50’den fazla defa giydi. Bunlardan üçünün çıktığı maç sayısı 100’ü geçiyor, birinin ise 150’den fazla maç bonesi var. Başlarında eski koçları Warren Gatland ile birlikte, uzun süredir sahalarda olan bir takım değişen zamana ayak uydurmaya çalışıyor. Ancak Galler uluslararası ragbi arenasında var olmaya devam etmek istiyorsa, radikal değişiklik adımları atmakta cesur olmasından ve bazı kökleşmiş pratikleri temelli geride bırakmasından başka seçeneği yok gibi görünüyor.