Romanya, 12 yıl sonra ilk kez takım halinde katıldığı olimpiyattan yedincilik ve bireyselde bronz madalyayla döndü. Takımın Paris yolculuğunu, Romanya’nın koç ekibinin başındaki Patrick Kiens ile konuştuk.
Paris 2024’ün en unutulmaz karelerinden biri, artistik cimnastikte yarışmaların son günü olan 5 Ağustos’ta geldi. Herkesin olimpiyat sahnesine dönüşünü heyecanla beklediği Simone Biles bu karenin baş aktörlerinden biriydi ancak fotoğrafta görülen yer hareketleri podyumunun zirvesinde değildi. Bu alette gümüş madalya kazanan ABD’li efsane, podyumun üçüncü basamağında yer alan takım arkadaşı Jordan Chiles ile birlikte kariyerinin ikinci olimpiyat altınını kazanan Rebeca Andrade’nin önünde eğilerek Brezilyalı cimnastikçiyi onurlandırıyordu.
Her ne kadar içleri ısıtan bu an sosyal medyada birçok kişi tarafından hızlıca paylaşılsa da podyum aynı hızla değişecekti. Hem dördüncü olan Ana Barbosu’nun hem de alan ihlali yaptığı gerekçesiyle yapılan kesintiye karşı çıkan Sabrina Voinea’nın sonuçlara itiraz etmesiyle sonuçlar yargıya taşındı. Spor Tahkim Mahkemesi’nin (CAS), son puanların verilmesinden saniyeler sonra bronz madalyayı kutlamaya başlayan Rumen cimnastikçi Ana Barbosu’nun yerine Jordan Chiles’ı kürsüye çıkaran zorluk puanı itirazının, izin verilen bir dakikalık sürenin dışında yapıldığına karar vermesiyle Romanya, 12 yıl aradan sonra artistik cimnastikte ilk olimpiyat madalyasının sahibi oldu.
Paris 2024’teki artistik cimnastik yarışmaları, birçok açıdan Romanya’nın küresel sahneye geri dönüşünü müjdeledi. Yalnızca Barbosu’nun madalyası değil, Romanya’nın takım halinde aldığı olimpiyat bileti de 12 yıl aradan sonra bir ilkti. Üstüne üstlük genç ekip takım finaline kalmayı başarmış, denge aletinde eski dünya üçüncüsü Shoko Miyata’dan yoksun Japonya’yı da geçerek olimpiyatı yedinci tamamlamıştı.
Romanya’nın olimpiyat sahnesine dönüşündeki uzun yolculuğu ve Barbosu’nun doğru dürüst sevinemeden kazandığı madalyası, ülkenin artistik cimnastik programı için yeni bir döneme işaret ediyor. Bu sonuçların – sporcular dışındaki – en önemli aktörlerinden biri ise, bir süredir Romanya’da çalışan ve 2023 başında Romanya artistik cimnastik programının baş antrenörlüğüne getirilen Hollandalı Patrick Kiens. Kiens’ın baş antrenörlüğe giden yolu çalkantılarla doluydu. Önce Romanya cimnastiğinin gayrıresmi merkezi olan Deva kentindeki kulüpte çalışan Kiens, 2023’teki Avrupa Şampiyonası ve Dünya Şampiyonası’nın yanı sıra 2024’teki Avrupa Şampiyonası ve Olimpiyat Oyunları’nda da milli takımın çoğunluğunun kendi kulübünün sporcularından oluşması nedeniyle baş antrenör oldu.
Ancak 2023’te, Atlanta 1996’nın dört madalyalı efsanelerinden Gina Gogean’ın istifasıyla sonuçlanan karmaşa Romanya cimnastiğinin iç ihtilaflarını da gözler önüne seriyordu. Deva’nın yöntemleriyle Bükreş’teki kulübün metodları birbiriyle uymuyordu.
2024’te Deva’daki kulübün Izvorani’ye taşınmasıyla, Kiens’ın Romanya cimnastiğindeki rolü de perçinlenmiş oldu. Izvorani’nin yanı sıra Sabrina Voinea’nın da bir parçası olduğu Bükreş ile, gençler sporcuları büyüklerde yarışma yaşına gelen Constanza’daki kulüpler de olimpiyata hazırlanıyordu. Kiens bu dönemi, yoğun uluslararası takvimin gerektirdiği mental ve fiziksel hazırlıklarla hatırlıyor:
“Başladığımda ilk işim bütün sporcuları antrenmanlar için sağlıklı hale getirmekti. Pek çok sakat cimnastikçi vardı, bu yüzden herkesin sağlığına kavuşmasını istiyorduk. Öte yandan çalıştığımız salonlardaki atmosfer de özellikle 2020-21’de Hollanda ile, 2022’de ise Avusturya ile çalıştığım yerdekilere kıyasla çok daha kötüydü. Sporcuların farklı bir şey deneyimlemesini istiyordum. Amacım keyif almaları, antrenman ve rekabetten çok sürece odaklı olmalarıydı.
Pek çok ülke sakatlıklar yaşıyor, Romanya’nın yaşadığı sorun sporcu havuzunda bunu telafi edecek derinliğe sahip olmamasıydı. Hâlâ öyle. Bu nedenle büyüklerde yarışan bütün sporcuların her zaman en üst düzey formlarında olmaları elzem. Bunun için de koçların sporcularıyla iyi iletişim kurmaları, sporcuların iyi hissetmediklerinde bunu koçlarına rahatlıkla söyleyebilecekleri ortamın yaratılması gerekiyor. Eğer koçlar küçük bir sakatlığı başlangıçtan itibaren yakalarlarsa sağlık ekibi de ona göre hareket edebilir. Sporcuyu zorlayıp altı hafta salondan uzak kalmasına sebep olmaktansa antrenman programını birkaç günlüğüne aksatmak daha mantıklı.
Bazıları, diğer takımların önemli isimlerinin sakatlanmalarından hareketle olimpiyata tam kadro gidebilmemizin şans olduğunu söylüyordu. Ama bana kalırsa sakatlık yönetimi bir beceri ve buna sahip olan takımların diğerleri önünde kaydadeğer bir avantajı oluyor.”
Kiens’ın sakatlık yönetimi, olimpiyattan önce Paris bileti aldıkları 2023 Dünya Şampiyonası’nda başarıya ulaşmış gibi görünüyor. Larissa Iordache’nin sakatlığının Romanya’ya, Rio 2016 biletine mal olduğu düşünülürse, takım olarak olimpiyata gitme hakkı kazandıkları şampiyonada tam kadro yer almaları mühimdi. Kiens, Antwerp’te 10. oldukları şampiyonada sporcuların alabilecekleri zorluk ve ifa puanlarını, yarışma heyecanıyla yapabilecekleri hataları incelikle hesapladıklarını söylüyor. 2024 hazırlıkları için de durum farklı değil. Hedef şampiyonaları Paris’teki olimpiyat olduğu için, Sabrina Voinea’nın yer ve denge aletinde gümüş madalya kazandığı Avrupa Şampiyonası’nı form tutmak için kullandıklarını söylüyor:
“Birçok kişi bizi [dördüncü olarak] takım madalyasını kaçırdığımız için eleştirdi ama benim görüşüm Avrupa Şampiyonası’nda form zirvemizi görürsek iki ay sonraki olimpiyatta düşüşe geçeceğimiz yönündeydi. Daha genç bir takımdık, bu nedenle zorluk puanlarımızı olimpiyata kadar artırarak Paris’te takım skorumuzu yükseltebileceğimizi biliyorduk.”
Plan işe yaradı. Romanya takım halinde iki puan civarı daha yüksek bir skor elde ederek Paris’te son sekiz ekip arasına kalmayı, beş de bireysel final görmeyi başardı. Hiçbir zaman çok güçlü olmadıkları asimetrik paralelde Rumen sporcular için neredeyse her şeyin ters gitmesine karşın, yerdeki güçlü performanslarının katkısı ve Fransa gibi bir favorinin ne takım halinde ne bireyselde final görebilmesinin de etkisiyle kendilerini yedinci sıradan finale atmayı başardılar. Patrick Kiens daha önceki ince hesaplarının burada da devreye girdiğini anlatıyor:
“Hedefimiz 160 puan toplamaktı. Denge aleti, atlama masası ve yerde güçlü olduğumuzu, bu aletlerde 40’ar puan toplayabileceğimizi düşününce asimetrik paralelde 39 puan hedefliyorduk, geçen yılki dünya şampiyonasında ve son iki Avrupa şampiyonasında bunu başardığımız için bu gerçekçi bir hedefti. Sabrina Voinea’nın iyi bir asimetrik paralel sporcusu olmadığı düşünüldüğünde, 13.000 puan civarı alabilecek dört asimetrik paralelciyle gitmek mantıklıydı. Bir koç olarak bu alette yapılacak bir hatanın kartopu etkisi yaratabileceğini ve bunun 1.00’lık puan kırmayla kalmayacağını bilmeniz lazım.
Son iki yıldaki yarışmalardan, asimetrik paralelde 13.000 alabilecek sporcularımızın Ana Barbosu, Amalia Ghigoarta, Lilia Cosman ve Andrea Preda olduğunu biliyorduk. Birinci alt gruptaki ilk rotasyonda denge aletiyle başladığımızdan, denge koçumuz Daymon Jones’un omuzlarında iyi bir başlangıç yapabilmek için büyük bir sorumluluk vardı. Burada çok iyi sonuçlar aldık ve neredeyse 41.000 (40.966) puana ulaştık. Bunun, asimetrik paraleldeki olası hataları telafi etmek için çok önemli olduğunu biliyorduk. Asimetrik paralele son rotasyonda çıkmak da kolay olmadı, hatalar yaptık ve çok kıymetli puanlar kaybettik. Buradaki dört sporcumuzun üçünün neden düştüğünü ve 39.000 puana neden ulaşamadığımızı analiz etmemiz gerekiyor. Şanslıydık ki sonunda iyi bir yarışma çıkardık ve diğer takımların aldıkları puanlar da finale yükselmemize yardımcı oldu.”
Takım finalinden sonra konu Ana Barbosu’ya geliyor. Barbosu’nunki birçok açıdan dramatik bir hikâye. Kendisini, hiç de istemediği halde Romanya Federasyonu’ndaki krizin ortasında bulan, eski olimpiyat şampiyonu Daniela Silivaş’ın kürsüden doğrudan eleştirilerinin hedefi olan ve bu yüzden sporu bırakmanın eşiğine gelen Barbosu, aslında gençlerde çok özel bir sınıfın temsilcisi.
Pandemi koşullarında Mersin’de seyircisiz düzenlenen 2020 Avrupa Şampiyonası’nda gençlerde altı altın madalya kazanan Barbosu, aynı zamanda 2006 doğumlular kuşağının bir üyesi olarak hem Gençlik Yaz Olimpiyat Oyunları’nın hem de Gençler Dünya Şampiyonası’nın COVID-19 nedeniyle iptal edilmesinin ardından büyükler kategorisine geçiş yaptı. Paris’te denge aletinde üçüncü olan Manila Esposito ve asimetrik paralel altını kazanan Kaylia Nemour gibi isimlerle birlikte bu zorlu şartlardan olimpiyat madalyası çıkaran bir diğer cimnastikçi olan Barbosu, yer aleti finalindeki dramadan dolayı başarısına sevinemedi bile. Önce bronz madalya aldığını düşünen, daha sonra dördüncülüğe gerilediğini öğrenerek son iki Avrupa şampiyonalarındaki dördüncülüklerinden sonra bir kez daha podyumun kıyısından dönen Barbosu, CAS’ın kararıyla madalyasını gecikmeli olarak alabildi. Bronz madalyayı Jordan Chiles ve Sabrina Voinea ile paylaşmak istediğini söyleyen Barbosu, bu konuda Romanya Federasyonu ile aynı görüşü paylaşıyor. Diğer taraftan başarısı, Romanya’nın artistik cimnastiğin değişen koşullarına ayak uydurma çabalarının ilk meyveleri arasında görülebilir:
“Ana’nın kariyeri başta hızlı sonuçlar ve başarılar üzerine kuruluydu. Güçlü fiziksel becerilere sahip genç ve yetenekli bir cimnastikçi çok hızlı öğrenebilir ve gençler seviyesinde çok başarılı olabilir. Öyle de oldu.
Ama hızlı öğrenmek her elementin teknik bir şekilde öğrenildiği anlamına gelmiyor. Yaş büyüdükçe de bu şekilde öğrenilmeyen elementler gittikçe daha istikrarsız hale geliyor. Ana’da da durum böyleydi. Başladığımda halihazırda yapabildiği çoğu hareket istikrarsız durumdaydı. Cimnastikte artık kestirme yollara pek yer yok. Bu nedenle fundamentale dönerek elementleri daha istikrarlı hale getirmeye çalıştık. Bunların yanı sıra, cimnastikçileri de antrenman geliştirme süreçlerine katarak onlara neyi neden yaptığımızı açıklamaya başladık. Ana çok akıllı, iyi eğitim almış ve ailesi tarafından sağlıklı bir ortamda yetiştirilmiş biri. Bir elementin arka planını ya da onun ifasındaki teknik yönelimi ve işlem süreçlerini merak eden bir sporcu. Başarısının anahtarlarından biri de bu oldu.”
Barbosu’dan konuşurken ister istemez gençlerde yarışan diğer cimnastikçilerin büyüklere sağlıklı geçişinin nasıl sağlanabileceğinden bahis açılıyor:
“Tarihsel olarak Romanya sistemi, ülkenin değişik yerlerinden birçok cimnastikçinin çok erken yaşta spora başlaması üzerine kurulu. Koçların, akıllı sporcuların doğal yeteneklerini kullanmayı en başından itibaren öğrendiği bir sistem. Hassas hisler, iyi mekânsal farkındalık, kuvvet ve hız gibi… Teknikten çok fizikselliğe ve yeteneğe odaklanan bir yaklaşım bu. Sporcu havuzunuz geniş olduğu sürece harika işleyecek bir sistem, zira cimnastikçilerden biri bu doğal becerilerden yoksun olduğunda ona bunu kazandıracak bir mekanizma yok.
Öte yandan Soğuk Savaş’ın sonundan beri dünyada cimnastik eğitimi çok değişti. Artık daha fazla ülke bu spora yatırım yapıyor, geçen yıl Antwerp’teki Dünya Şampiyonası’nda ilk 12’ye girebilecek durumda olan 17 ülke vardı. 2006’da geçilen açık uçlu puanlama sistemi artık ‘hatasız’ rutinlere daha çok önem veriyor, bu nedenle tekniğe odaklanan bir yaklaşım daha elzem. Bu yüzden de yalnızca deneyim ve sporcunun fizikselliğine odaklanmak bir koç için artık yeterli değil. Asimetrik paralel de en teknik alet, bu nedenle Romanya’daki koçların farklı bir yaklaşım içinde eğitim görmüş olması, cimnastiğin günümüzdeki gerekliliklerini karşılamalarına engel oluyor.
Bu kuşak bir veya iki olimpiyata daha gidebilir. Bu nedenle spora devam etmeyi istemeleri çok önemli. Umarım Romanya Cimnastik Federasyonu bunu tesis edecek ortamı sağlar. Sporcuların bir yandan da üniversite okuyabildiği, ikili bir kariyere izin veren teknik/metodolojik bir yaklaşım en iyisi olur.”
Kaydı kapatırken Kiens’a Romanya’da geçirdiği süreyi ve bundan sonrasını soruyorum. Her ne kadar bu dönem Romanya için umut vaat eden gelişmelere ve önemli başarılara sahne olsa da federasyon içi çatışmalar henüz durulmuş değil. Diğer taraftan bu ortamın, yeni başarılara aç olan yetenekli bir sporcu grubuna etkilerinin en aza indirilmesi de en başta sporcuların fiziksel ve mental sağlığı için büyük önem taşıyor. Romanya Federasyonu, Ana Barbosu’nun madalya krizindeki yapıcı tavrı ve Jordan Chiles da dahil olmak üzere bütün sporcuların iyiliğini düşünen tutumuyla bu doğrultuda istekli olduğunu gösterdi. Yine de hem idari hem de teknik ekiplere hâlâ büyük görev düşüyor. Patrick Kiens’ın şimdiki tavrı, topu federasyonun sahasına atma yönünde:
“Göreve başladığımızda birçok kişi bahsettiğim yaklaşıma inanmadı ve hem bizi hem de sporcuları (özellikle Ana’yı) eleştirdi. Ben bunlardan olumsuz etkilenen biri değilim, gidilmesi gereken yön konusunda kafam net ve federasyon, koçlar veya başka paydaşlar nedeniyle bu sona erecekse bu, değişime ve Romanya cimnastiğinin geri dönüşüne hazır olmadıklarını gösterir.
Olimpiyat sonrası dönem tahlil etme ve bir sonraki döngü için plan geliştirme dönemidir. Şu an federasyonla Romanya cimnastiğinin geleceği ve bizim buradaki rolümüz hakkında görüşme halindeyiz.”
Kapak görseli: IOC