Indian Wells’te Roger Federer’in ilk şampiyonluğunu kazandığı 2004’ten 2017’e kadarki 14 yılda, Federer, Nadal ve Djokovic üçlüsü tek erkeklerde 13 şampiyonluk kazanmıştı. Araya girmeyi başaran tek tenisçi 2010’da Ivan Ljubicic’ti.
Erkek tenisinin Büyük Üçlü’sü, 2000’lerin başında Federer’in perdeyi açtığı, bu onyılın ikinci yarısında Nadal’ın dahil olduğu ve 2010’larda da Djokovic’in altın sezonlarını yaşayarak perçinlediği eşine az rastlanır bir hegemonya kurdu. “Gelecek kuşağın” büyük turnuvalarda elde ettiği başarılarla, 2020’lere de sarkan bu hegemonyanın sonlarının yaklaştığının işaretleri kendilerini göstermeye başladı. Bu üçlünün -ve elbette sağlıklı dönemlerinde Andy Murray’nin- turda kurduğu hakimiyetin zirve dönemlerinde araya girmeyi başaran tenisçiler ise çok özel hikayelere imza atıyordu.
Güçlü tek el backhand vuruşlarıyla 2010’lara üç Grand Slam turnuvası şampiyonluğu sığdıran Stanislas Wawrinka ile, bileği ve dizindeki sakatlıklar izin verse derin groundstrokeları ile kortta daha kalıcı bir iz bırakabilecek olan Juan Martin Del Potro gibi isimler Federer, Nadal ve Djokovic’in kurduğu serileri sekteye uğratan isimler olmayı başardılar. Bugünlerde devam etmekte olan Indian Wells’te ise bunu yapan isim, 2010’da Ivan Ljubicic olmuştu.
2010 yılı geldiğinde Büyük Üçlü’nün rekabeti sert korta da ulaşmış, üstüne üstlük Andy Murray de 2008 Amerika Açık’ta gördüğü finalle artık ismini turun elit isimleri arasına yazdırmıştı. Rafael Nadal 2009’da sert korttaki ilk majör zaferini Güney Yarımküre’de kazanmış, Novak Djokovic ise bahar aylarında nefes sorunlarıyla boğuşsa da 2007 Amerika Açık’ta gördüğü finalin ardından 2008 Avustralya Açık’ta kariyerinin ilk majör zaferini elde etmişti. Roger Federer ise Wimbledon ve Amerika Açık’ta 2000’lerde yakaladığı beşer kupalık serilerle hızlı zeminlere damgasını vurmuştu.
Öte yandan hızlı zeminleri seven diğer oyuncular da zaman zaman sahneye çıkıyordu. Bunlardan biri 2009’da Amerika Açık’ta hem Nadal’ı hem Federer’i mağlup ederek şampiyon olan Juan Martin Del Potro’ydu örneğin. Aynı yıl Wimbledon’da ise eski topraklardan Andy Roddick, Federer ile nefes kesen bir servis düellosuna girmiş ve finali beş sette kaybetmişti.
Federer, Nadal ve Djokovic’in California çölünde 2004’ten 2018’e kadar kurduğu hakimiyeti sekteye uğratan Ivan Ljubicic ise 2010’da kariyerinin son yıllarına yaklaşan bir tenisçiydi. ATP Finalleri’nde final oynadığı 2005’in ardından dünya sıralamasında 3 numaraya kadar yükseldiği 2006’da Avustralya Açık’ta gördüğü çeyrek final ve Fransa Açık’ta gördüğü yarı final ile -hiçbirini kazanamasa da- kariyeri boyunca adını yazdırdığı üç ATP Masters finali onu kalburüstü tenisçiler arasına sokmaya yetiyordu ancak 2010 yılında en iyi dönemlerinden çok uzaktaydı. Hırvat tenisçi bu koşullarda 2010 Indian Wells yolculuğuna başladı.
Indian Wells, Ljubicic için her zaman özel bir durak olmuştu, çünkü -pandemi nedeniyle iptal edilmediği veya tarihinin değiştirilmediği yıllarda- Hırvat raketin doğum günü turnuvanın ortasına denk geliyordu. Öyle ki 2008 yılında gördüğü dördüncü turda, doğum günü pastasını rakibi Roger Federer ile birlikte kesmişti. 2010 yılındaki turnuva ise Ljubicic için iyi başlamıştı ancak ana tablonun üst kısımları sürprizler hazırlıyordu.
Turnuvanın 1 numarası olan Roger Federer, birinci turu bay geçtikten sonra turnuvadaki ilk maçında Rumen Victor Hanescu ile karşı karşıya gelmiş ve rakibini üç sette geçebilmişti. Üçüncü turda ise Marcos Baghdatis büyük bir çekişmeye sahne olan mücadeleyi final seti tie-break’i ile, 5-7, 7-5, 7-6(4) kazanmış ve dünya 1 numarasını turnuva dışına itmişti.
Ana tablonun alt tarafında ise dördüncü tur, 2 numara Novak Djokovic ile Ivan Ljubicic’i karşı karşıya getirmişti. Djokovic’in son 16 yolculuğu pek konforlu olmamış, Sırp tenisçi ilk iki maçını da üç sette kazanmıştı. 20 numara Ljubicic ise dördüncü tura set kaybetmeden gelmişti. Maç, sürpriz bir şekilde merkez korta planlanmamıştı ve Ljubicic’in şansı dış kortlarda daha yaver gidiyordu. Djokovic karşısında da işler Hırvat raket için yolunda gitti ve Ljubicic 7-5, 6-3’lük setlerle adını çeyrek finale yazdıran taraf oldu.
Ljubicic, “Her şey doğru, her şey özel geliyordu” dediği turnuvanın çeyrek finalinde Arjantinli Juan Monaco’ya karşı ilk kez set kaybetse de geri düştüğü maçı çevirmeyi başardı ve yarı finalde 3 numara Rafael Nadal’ın rakibi oldu. İkili arasında 2005’te oynanan ilk maçı Ljubicic kazansa da Nadal, Hırvat rakibine karşı beş maçlık bir galibiyet serisiyle eşleşmenin favorisiydi. Yarı finalden önceki gün doğum gününü kutlayan Ljubicic, Nadal’a karşı da ilk seti kaybetti. Ancak Hırvat tenisçi yine maçı çevirmeyi başardı ve kazandığı final seti tie-break’i ile iki buçuk saati aşan maçı noktalayarak 3-6, 6-4, 7-6(1)’lık setlerle kariyerinin dördüncü ATP Masters finaline yükseldi.
Ivan Ljubicic finalde, turnuvada dünya sıralamasında ilk 10’da yer alan üçüncü rakibi olan Andy Roddick ile karşılaşacaktı. 2000’lerin ilk yarısında kazandığı Amerika Açık ve gördüğü Wimbledon finallerinin ardından 2009’da yeniden Wimbledon finaline yükselen ve kariyerinin ikinci baharını yaşayan Roddick, dünya sıralamasında da yedinci sıradaydı. Çok etkili servis kullanan iki ismin mücadelesinde servis kıran olmadı ve maç iki tie-break ile noktalandı. İşin aslı, bu da sürpriz değildi çünkü Ljubicic ve Roddick’in daha önce oynadıkları on maç, toplam on iki tie-break setine sahne olmuştu. Bu sefer ise tie-break ile biten iki seti de kazanan Hırvat tenisçi, 7-6(3), 7-6(5) ile kariyerinin en büyük zaferine Indian Wells’te ulaştı.
Şampiyonluk yolunda dünya sıralamasının ilk 10’undaki üç raketi mağlup eden 31 yaşındaki Ljubicic böylelikle kariyerinin ilk ATP Masters zaferini kazanan en yaşlı raket olurken 2010 Indian Wells turnuvası da, 2014 Avustralya Açık’a kadar erkek tenisinin ‘Muhteşem Dörtlü’sünün ana tabloda birlikte yer alıp kazanamadığı son turnuva olarak tarihe geçmişti.
Ivan Ljubicic böylelikle kariyerinin onuncu ve son tekler zaferine ulaştı. İki yıl sonra, 2012’de tenisi bırakan eski dünya 3 numarası kortlardan uzak kalamadı ve Tomas Berdych, Milos Raonic gibi isimlerin koçluğuyla yeni bir sayfa açtı. 2016’da ise Roger Federer ile çalışmaya başlayan Ljubicic, bir yıl sonra çok sevdiği Indian Wells’te bir kez daha zafere ulaştı. Bu sefer, dokuz yıl önce kortta birlikte pasta kestiği İsviçreli efsanenin şampiyonluğunu oyuncu locasından alkışlayarak…
Kapak fotoğrafı: ATP Tour